Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Lideri Tuncay Özilhan, gelişmiş ülkelerin para siyasetini sıkılaştırmalarının gündeme gelebileceği bir periyoda girildiğini belirterek, “Enflasyonla uğraş için bizim de para siyasetinde sıkılığa bir süre daha devam etmemiz gerektirebilir” dedi.
Çevrim içi olarak gerçekleştirilen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi’nde konuşan Özilhan, Türkiye’nin pandemi karşısında izlenen mali genişleme ve kredi genişlemesi yardımıyla 2020’de ve bu yılın birinci çeyreğinde uygun bir büyüme performansı gösterdiğini ancak bu büyümenin istihdam yaratmadığını söz etti.
Özilhan, “Gelişmiş ülkeler pandemiyle gayret için büyük mali ve nakdî kaynakları seferber edebildi, aşılamanın sağladığı muvaffakiyetin da tesiriyle fazlaca süratli büyüme sürecine girdiler; lakin Türkiye bu olumlu süreçte şimdilik negatif ayrışmaya başladı” sözünü kullandı.
“İş dünyası yüksek enflasyon ve faizden dertli”
İş dünyasının yüksek enflasyon, TL’nin eriyen kıymeti ve tüm bunların kararı olan yüksek faizlerden sıkıntılı olduğunu tabir eden Özilhan, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Geleceğe dönük yapılan hesaplar tutmuyor, yüklü kredi borçlarının geri ödenme zorlukları iş insanlarını düşündürüyor.
Para siyaseti enflasyonla uğraş gayesi doğrultusunda öngörülebilir biçimde uygulanabilmiş olsaydı TL’nin bedelini korumak, enflasyonu ve faiz oranlarını daha düşük tutmak mümkün olabilirdi.
Enflasyonla gayrette işimiz kolay değil; TL’nin bedeli ve enflasyon global gelişmelerden etkileniyor, dünyada hammadde ve lojistik maliyetleri artıyor ve enflasyonist işaretler görülüyor
Enflasyonun seyrine bağlı olarak gelişmiş ülkelerin para siyasetini sıkılaştırmalarının gündeme gelebileceği bir periyoda giriyoruz, bu da enflasyonla uğraş için bizim de para siyasetinde sıkılığa bir süre daha devam etmemizi gerektirebilir
Yüksek dolaylı vergiler de hayat pahalılığına sebep oluyor; ağır vergiler vatandaşı eziyor, yoksullaşmasına sebep oluyor”
“Dış siyaset TL’nin kıymetini etkiliyor”
Dış siyasetteki gelişmelerin fon girişini ve ötürüsıyla TL’nin kıymetini etkilediğini vurgulayan Özilhan, “Dış siyasetimizin uzun vadeli ve istikrarlı bir çizgiye oturması ve liberal global sistem istikametinde seyretmesi risk primini düşürerek faiz-kur kapanına düşmemizi engelleyebilir; bu sayede TL’nin pahasında önümüzdeki aylarda yükselme ve enflasyonda bir ölçü gevşeme umudumuz olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Özilhan, hukuk devleti anlayışı ile hiç bir biçimde bağdaşmayacak, karanlık bağlantılar ağının mevcudiyetine ait tezlerin herkesi kaygılandırdığını belirterek, “Bu argümanlar, yolsuzluklar, cürüm örgütleri, siyasi etik, medya etiği, iş etiği üzere başlıkların kamuoyunda ağır halde tartışılmasına yol açıyor; kamuoyu nezdinde lisana gelen bu kuşkuların giderilmesi gerekiyor. Pak toplum, pak siyaset için her türlü çabanın geçmişte olduğu üzere bundan daha sonra da yanında olacağız; mevcut tartışmaların hukuk devleti ve demokratikleşme sürecinin gelişmesine hizmet etmesi en büyük temennimiz” formunda konuştu.
Okumaya devam et...
Çevrim içi olarak gerçekleştirilen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi’nde konuşan Özilhan, Türkiye’nin pandemi karşısında izlenen mali genişleme ve kredi genişlemesi yardımıyla 2020’de ve bu yılın birinci çeyreğinde uygun bir büyüme performansı gösterdiğini ancak bu büyümenin istihdam yaratmadığını söz etti.
Özilhan, “Gelişmiş ülkeler pandemiyle gayret için büyük mali ve nakdî kaynakları seferber edebildi, aşılamanın sağladığı muvaffakiyetin da tesiriyle fazlaca süratli büyüme sürecine girdiler; lakin Türkiye bu olumlu süreçte şimdilik negatif ayrışmaya başladı” sözünü kullandı.
“İş dünyası yüksek enflasyon ve faizden dertli”
İş dünyasının yüksek enflasyon, TL’nin eriyen kıymeti ve tüm bunların kararı olan yüksek faizlerden sıkıntılı olduğunu tabir eden Özilhan, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Geleceğe dönük yapılan hesaplar tutmuyor, yüklü kredi borçlarının geri ödenme zorlukları iş insanlarını düşündürüyor.
Para siyaseti enflasyonla uğraş gayesi doğrultusunda öngörülebilir biçimde uygulanabilmiş olsaydı TL’nin bedelini korumak, enflasyonu ve faiz oranlarını daha düşük tutmak mümkün olabilirdi.
Enflasyonla gayrette işimiz kolay değil; TL’nin bedeli ve enflasyon global gelişmelerden etkileniyor, dünyada hammadde ve lojistik maliyetleri artıyor ve enflasyonist işaretler görülüyor
Enflasyonun seyrine bağlı olarak gelişmiş ülkelerin para siyasetini sıkılaştırmalarının gündeme gelebileceği bir periyoda giriyoruz, bu da enflasyonla uğraş için bizim de para siyasetinde sıkılığa bir süre daha devam etmemizi gerektirebilir
Yüksek dolaylı vergiler de hayat pahalılığına sebep oluyor; ağır vergiler vatandaşı eziyor, yoksullaşmasına sebep oluyor”
“Dış siyaset TL’nin kıymetini etkiliyor”
Dış siyasetteki gelişmelerin fon girişini ve ötürüsıyla TL’nin kıymetini etkilediğini vurgulayan Özilhan, “Dış siyasetimizin uzun vadeli ve istikrarlı bir çizgiye oturması ve liberal global sistem istikametinde seyretmesi risk primini düşürerek faiz-kur kapanına düşmemizi engelleyebilir; bu sayede TL’nin pahasında önümüzdeki aylarda yükselme ve enflasyonda bir ölçü gevşeme umudumuz olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Özilhan, hukuk devleti anlayışı ile hiç bir biçimde bağdaşmayacak, karanlık bağlantılar ağının mevcudiyetine ait tezlerin herkesi kaygılandırdığını belirterek, “Bu argümanlar, yolsuzluklar, cürüm örgütleri, siyasi etik, medya etiği, iş etiği üzere başlıkların kamuoyunda ağır halde tartışılmasına yol açıyor; kamuoyu nezdinde lisana gelen bu kuşkuların giderilmesi gerekiyor. Pak toplum, pak siyaset için her türlü çabanın geçmişte olduğu üzere bundan daha sonra da yanında olacağız; mevcut tartışmaların hukuk devleti ve demokratikleşme sürecinin gelişmesine hizmet etmesi en büyük temennimiz” formunda konuştu.
Okumaya devam et...