semaver
Active member
Kronik rahatsızlığı olan çocuklara ikaz: Okullar açılmadan aşı yaptırın Okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Çocuklar açısından koronavirüs devrini kıymetlendiren Medicana Çamlıca Hastanesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Çarman, ailelere değerli ihtarlarda bulundu.
AKCİĞER TUTULUMU ÇOCUKLARIN BİRÇOKLARINDA GÖRÜLMEDİ
Ailelerin pandeminin başından bu yana çocuklara karşı müdafaacı bir yaklaşım sergilediğini anlatan Uzm. Dr. Hülya Çarman, “Uzun mühlet çocuklarda koronavirüs haricinde hiç bir hastalığı görmedik. Mevsimsel grip, üst teneffüs yolu enfeksiyonu ve alerjilere rastlamadık. Mart aylarında alerjileri fazlaca sık görmemiz gerekirken ailelerin çocuklarını çok muhafazalarından dolayı bunları görmedik. Çocuklarda koronavirüs ekseriyetle hayli yavaşça seyretti. Her hastada yüksek ateş oldu, kimilerinde ishale rastladık. Akciğer tutulumu çocukların çoğunluğunda olmadı. Büyük yaş kümesinde birkaç olayda akciğer tutulumu gördük. Ebeveynlerine bakılırsa çocuklar koronavirüsü daha süratli atlattı” diye konuştu.
“MUTLAKA AŞI YAPILMASINI ÖNERİYORUM”
12-16 yaş içinde olan ve kronik rahatsızlığı bulunan çocuklara Sıhhat Bakanlığı’nın aşı hakkı tanıdığını anlatan Uzm. Dr. Hülya Çarman, şöyleki devam etti:
“Kronik hastalıklardan kastımız astım, diyabet, böbrek hastalığı, otoimmün hastalıklar. Bu çocuklara aşı onayı var. 18 yaş üstü aslına bakarsan aşılanıyor. Aileler aşıya ilgili, bizleri arayıp ‘aşı yaptıralım mı?’, ‘hangi aşıyı yaptıralım’ diye soruyorlar. Bebeklik aşıları konusundaki hassasiyetimizi koronavirüs aşılarında gösteriyoruz. Yaşı uygunsa, şartları uyuyorsa özel bir alerjik tepkisi yoksa kesinlikle aşı yapılmasını öneriyorum. Aşı olacak kümede olan çocukların aşılarının en azından birinci dozlarının okullar başlamadan yapılmasını öneriyorum. Çocuklarımızı daha itimatla okula göndereceğiz. bir daha korunma tedbirleri alınacaktır. En azından önümüzdeki kış ayları için bir ön adım ve önlem manasında adımımızı bu sayede atmış oluruz. Birinci dozların okullar başlamadan evvel yapılması epeyce kıymetli.”
“DİKKAT ONLAR DA BİRER BULAŞ KAYNAĞI”
Hastalığı yavaşça geçirmesine karşın çocukların birer bulaş kaynağı olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Hülya Çarman, “Çocukları parka gdolayıyoruz, aileleriyle konut gezmelerine gidiyorlar. Hastalığı semptomsuz geçirebildikleri için bilhassa ebeveynlerine önemli bir bulaş kaynağı oldular. Kimi çocuklar semptomsuz hastalığı geçirdi ve o sırada hastalık aileye bulaştı. Çocuklar kıymetli bir bulaş kaynağı olduğundan kesinlikle onları da korumak gerekir. 2 yaş üstündeki çocuklara kesinlikle maske takılması gerekiyor. Okul ortamında çocukların maskeyi çıkarmaması gerekiyor. Bunun yanında çocuklara hijyen kuralları öğretilmeli. Semptomsuz geçirdiklerinden çocukların koronavirüsünden daha fazla korkmak lazım” tabirlerini kullandı.
Çocukların koronavirüs tedavisine de dikkat çeken Çarman, “12 yaşından küçük çocuklara yetişkinlere verilen rutin koronavirüs tedavisi uygulanmıyor. 12-16 yaş ortası aile onayıyla tedavi veriliyor. 16 yaş üzerinde olağan yetişkin tedavisi uygulanıyor. Çocuklarımızın yüzde 90’ında da öteki bir tedaviye muhtaçlık duyulmuyor. Hidrasyonu sağlamak, sıvı tüketimini artırmak, ateşi denetim altında tutmak ve takibini yapmak değerli. Bunların haricinde vitamin dayanağı verilebilir” dedi.
AKCİĞER TUTULUMU ÇOCUKLARIN BİRÇOKLARINDA GÖRÜLMEDİ
Ailelerin pandeminin başından bu yana çocuklara karşı müdafaacı bir yaklaşım sergilediğini anlatan Uzm. Dr. Hülya Çarman, “Uzun mühlet çocuklarda koronavirüs haricinde hiç bir hastalığı görmedik. Mevsimsel grip, üst teneffüs yolu enfeksiyonu ve alerjilere rastlamadık. Mart aylarında alerjileri fazlaca sık görmemiz gerekirken ailelerin çocuklarını çok muhafazalarından dolayı bunları görmedik. Çocuklarda koronavirüs ekseriyetle hayli yavaşça seyretti. Her hastada yüksek ateş oldu, kimilerinde ishale rastladık. Akciğer tutulumu çocukların çoğunluğunda olmadı. Büyük yaş kümesinde birkaç olayda akciğer tutulumu gördük. Ebeveynlerine bakılırsa çocuklar koronavirüsü daha süratli atlattı” diye konuştu.
“MUTLAKA AŞI YAPILMASINI ÖNERİYORUM”
12-16 yaş içinde olan ve kronik rahatsızlığı bulunan çocuklara Sıhhat Bakanlığı’nın aşı hakkı tanıdığını anlatan Uzm. Dr. Hülya Çarman, şöyleki devam etti:
“Kronik hastalıklardan kastımız astım, diyabet, böbrek hastalığı, otoimmün hastalıklar. Bu çocuklara aşı onayı var. 18 yaş üstü aslına bakarsan aşılanıyor. Aileler aşıya ilgili, bizleri arayıp ‘aşı yaptıralım mı?’, ‘hangi aşıyı yaptıralım’ diye soruyorlar. Bebeklik aşıları konusundaki hassasiyetimizi koronavirüs aşılarında gösteriyoruz. Yaşı uygunsa, şartları uyuyorsa özel bir alerjik tepkisi yoksa kesinlikle aşı yapılmasını öneriyorum. Aşı olacak kümede olan çocukların aşılarının en azından birinci dozlarının okullar başlamadan yapılmasını öneriyorum. Çocuklarımızı daha itimatla okula göndereceğiz. bir daha korunma tedbirleri alınacaktır. En azından önümüzdeki kış ayları için bir ön adım ve önlem manasında adımımızı bu sayede atmış oluruz. Birinci dozların okullar başlamadan evvel yapılması epeyce kıymetli.”
“DİKKAT ONLAR DA BİRER BULAŞ KAYNAĞI”
Hastalığı yavaşça geçirmesine karşın çocukların birer bulaş kaynağı olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Hülya Çarman, “Çocukları parka gdolayıyoruz, aileleriyle konut gezmelerine gidiyorlar. Hastalığı semptomsuz geçirebildikleri için bilhassa ebeveynlerine önemli bir bulaş kaynağı oldular. Kimi çocuklar semptomsuz hastalığı geçirdi ve o sırada hastalık aileye bulaştı. Çocuklar kıymetli bir bulaş kaynağı olduğundan kesinlikle onları da korumak gerekir. 2 yaş üstündeki çocuklara kesinlikle maske takılması gerekiyor. Okul ortamında çocukların maskeyi çıkarmaması gerekiyor. Bunun yanında çocuklara hijyen kuralları öğretilmeli. Semptomsuz geçirdiklerinden çocukların koronavirüsünden daha fazla korkmak lazım” tabirlerini kullandı.
Çocukların koronavirüs tedavisine de dikkat çeken Çarman, “12 yaşından küçük çocuklara yetişkinlere verilen rutin koronavirüs tedavisi uygulanmıyor. 12-16 yaş ortası aile onayıyla tedavi veriliyor. 16 yaş üzerinde olağan yetişkin tedavisi uygulanıyor. Çocuklarımızın yüzde 90’ında da öteki bir tedaviye muhtaçlık duyulmuyor. Hidrasyonu sağlamak, sıvı tüketimini artırmak, ateşi denetim altında tutmak ve takibini yapmak değerli. Bunların haricinde vitamin dayanağı verilebilir” dedi.