Milliyet muharriri Gürkan Akgüneş Türkiye’nin meyve ve sebzedeki zehir kalıntısı oranında dünya birincisi olduğunu söz etti.
Akgüneş şu ihtarlarda bulundu:
4 yaşındaki bir çocuğu öldüren pestisitlerin bizi nasıl zehirlediğini anlatmaya devam edelim. Bir çocuk yediği nardaki tarım zehrinden öldü. Ve mevtin nardaki tarım zehirlerinden kaynaklandığı rapora yazıldı. Çalışmalar 64 çeşit tarım zehrinin (pestisit) yediğimiz zerzevat ve meyvelerle bedenimize sirayet ettiğini gösteriyor.
Karşı karşıya kaldığımız en kıymetli soru, hangi besinde ne oranda tarım zehri kalıntısının bulunduğu! Maalesef bu sorunun kesin bir cevabı yok. Zira ilgili bakanlık kalıntı tahlillerine dair sonuçları paylaşmıyor. O yüzden, akademik çalışmaların yanı sıra “AB besin alarm sistemi”nde yer alan Türkiye datalarını inceleyerek, tarladaki duruma dair bilgi edinebiliyoruz. örneğin yakın vakitte Environmental Science and Pollution Research’te yayınlanan bir araştırmaya baktığımızda, Ege bölgesinde pazara ulaşan meyve-sebzenin yüzde 30’unda tarım zehri kalıntısı olduğunu görüyoruz. Bu da her 3 öğünden birinde bedenimize zehir aldığımız manasına geliyor. AB’nin 2019 yılına ilişkin pestisit kalıntı raporu ise, tahlil edilen 12 bin 579 besin meselain yüzde 47’sinin bir yahut birden çok pestisit kalıntısı içerdiğini gösteriyor. Yani her iki besinden birinde zehirle karşılaşıyoruz.
İLAÇ DEĞİL ZEHİR
Olağan bu kimyasalların değerli bir kısmı da hormonal sistemi bozucu nitelikte. Kronik hastalıklar başta olmak üzere, tahlili güç birçok hastalığın altında bu pestisitlerin yattığı düşünülüyor. Gerçi kimileri bu kimyasallara, “tarım ilacı” diyor. Ancak onlar ilaç değil, zehir! Üstelik toksik tesirleri yalnızca bizimle de hudutlu değil. Toprağa, suya, arıya, kuşa, ineğe; her organizmaya sirayet ediyorlar. Erciyes Dağı’nın volkanik kül topraklarından, Maraş tarhanasına kadar çabucak her yerdeler. Yakın vakitte Maraş’ta yapılan bir çalışma, mahallî tarhanadan 6 çeşit tarım zehri çıktığını gösteriyor. Üstelik o zehirlerin kullanması yıllar evvel yasaklanmış.
EMİNE ERDOĞAN’IN DOĞAL ESER HASSASİYETİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın doğal besin ve sağlıklı etraf konusunda hassas olduğu biliniyor.
Emine Erdoğan, konuşmalarında sık sık kimyasallar bulaştırılmadığı sürece, toprğın hem rahmet, tıpkı vakitte şifa kaynağı olduğunu belirtiyor.
Erdoğan, “Beslenme kaynaklı sıhhat meselelerimizi halletmeden, Türkiye’yi kalkındıramayız” görüşünü savunuyor.
Akgüneş şu ihtarlarda bulundu:
4 yaşındaki bir çocuğu öldüren pestisitlerin bizi nasıl zehirlediğini anlatmaya devam edelim. Bir çocuk yediği nardaki tarım zehrinden öldü. Ve mevtin nardaki tarım zehirlerinden kaynaklandığı rapora yazıldı. Çalışmalar 64 çeşit tarım zehrinin (pestisit) yediğimiz zerzevat ve meyvelerle bedenimize sirayet ettiğini gösteriyor.
Karşı karşıya kaldığımız en kıymetli soru, hangi besinde ne oranda tarım zehri kalıntısının bulunduğu! Maalesef bu sorunun kesin bir cevabı yok. Zira ilgili bakanlık kalıntı tahlillerine dair sonuçları paylaşmıyor. O yüzden, akademik çalışmaların yanı sıra “AB besin alarm sistemi”nde yer alan Türkiye datalarını inceleyerek, tarladaki duruma dair bilgi edinebiliyoruz. örneğin yakın vakitte Environmental Science and Pollution Research’te yayınlanan bir araştırmaya baktığımızda, Ege bölgesinde pazara ulaşan meyve-sebzenin yüzde 30’unda tarım zehri kalıntısı olduğunu görüyoruz. Bu da her 3 öğünden birinde bedenimize zehir aldığımız manasına geliyor. AB’nin 2019 yılına ilişkin pestisit kalıntı raporu ise, tahlil edilen 12 bin 579 besin meselain yüzde 47’sinin bir yahut birden çok pestisit kalıntısı içerdiğini gösteriyor. Yani her iki besinden birinde zehirle karşılaşıyoruz.
İLAÇ DEĞİL ZEHİR
Olağan bu kimyasalların değerli bir kısmı da hormonal sistemi bozucu nitelikte. Kronik hastalıklar başta olmak üzere, tahlili güç birçok hastalığın altında bu pestisitlerin yattığı düşünülüyor. Gerçi kimileri bu kimyasallara, “tarım ilacı” diyor. Ancak onlar ilaç değil, zehir! Üstelik toksik tesirleri yalnızca bizimle de hudutlu değil. Toprağa, suya, arıya, kuşa, ineğe; her organizmaya sirayet ediyorlar. Erciyes Dağı’nın volkanik kül topraklarından, Maraş tarhanasına kadar çabucak her yerdeler. Yakın vakitte Maraş’ta yapılan bir çalışma, mahallî tarhanadan 6 çeşit tarım zehri çıktığını gösteriyor. Üstelik o zehirlerin kullanması yıllar evvel yasaklanmış.
EMİNE ERDOĞAN’IN DOĞAL ESER HASSASİYETİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın doğal besin ve sağlıklı etraf konusunda hassas olduğu biliniyor.
Emine Erdoğan, konuşmalarında sık sık kimyasallar bulaştırılmadığı sürece, toprğın hem rahmet, tıpkı vakitte şifa kaynağı olduğunu belirtiyor.
Erdoğan, “Beslenme kaynaklı sıhhat meselelerimizi halletmeden, Türkiye’yi kalkındıramayız” görüşünü savunuyor.