Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj felaketinin ayak seslerinin öncesinden ortaya konulmasına rağmen, gereken müdahale ve kontrollerde geç kalındığını gösteren bilgiler ortaya çıkmaya devam ediyor.
Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine nazaran; TÜBİTAK-MAM tarafınca yürütülen “Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme 2017-2019 Programı” kapsamında 2 yıl evvel ortaya konulan raporlardan yansıyanlar felaketin adeta göz nazaran göre geldiğini gösteren bilgiler içeriyor.
DENİZ TAM BİR ÇÖPLÜK OLMUŞ
TÜBİTAK MAM Etraf ve Pak Üretim Enstitüsü’nden uzmanların 2018’de Karadeniz, Ege ile Marmara Denizi’ndeki ağır metal kirliliğine yönelik araştırmada, Marmara Denizi’nde bilhassa İzmit Körfezi’nde yüksek düzeyde civa zenginleşmesi; Küçükçekmece istasyonunda da kadmiyum, bakır ve çinko açısından orta-yüksek düzeyde bir zenginleşme olduğuna dikkat çekilmiş.
“Marmara Denizi Tabanlarında Bulunan Deniz Çöplerinin” dağılımı başlıklı raporda ise Marmara Denizi’ndeki deniz çöplerinin kritik bir husus olduğuna dikkat çekilerek, 34 istasyonun 32’sinde çöp bileşeni tespit edildiği, 280 trol çekiminden 443.2 kg tartısında 626 adet çöp bileşeni tanımlandığı, çöp ölçüsünün 2017 yılına göre değerli derecede arttığı tespit edilmiş.
Raporda, “en çok çöp bolluğu Gemlik ve İzmit Körfezi civarında da nispeten yüksek kirlilik görülmüştür. Güney ve Batı Marmara’da konumlanan istasyonlar içinde Gönen çayı ırmak ağzına yakın 15’inci istasyon ortalama bolluk ile en çok kirliliğe sahiptir” görüşleri sıralanıyor.
ODUNSUZ KONTROL KOŞUL
Bandırma Etraf Derneği Lideri Harun Algül, Marmara’da yaşanan etraf felaketinin önüne geçilmesi için kontrollerin epeyce sıkı ve odunsuz biçimde uygulanması gerektiğini belirtti. Algül, “Bandırma’da çabucak hemen atık su arıtma tesisi faaliyete geçmiş durumda değil. Derin deşarj sistemi uygulanıyor ve bir biçimde ekolojik sistem ziyan görüyor. Yaşanan etraf sıkıntılarını önüne geçmek için kesinlikle ÇED yönetmeliğinde değişikliğe gereksinim var. Kontrol sorunu ve aksaklığı ortadan kalkmadıkça kirlilik bitmez. Çiftçi, endüstrici, vatandaş da etrafa hassas olmalı” dedi.
Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine nazaran; TÜBİTAK-MAM tarafınca yürütülen “Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme 2017-2019 Programı” kapsamında 2 yıl evvel ortaya konulan raporlardan yansıyanlar felaketin adeta göz nazaran göre geldiğini gösteren bilgiler içeriyor.
DENİZ TAM BİR ÇÖPLÜK OLMUŞ
TÜBİTAK MAM Etraf ve Pak Üretim Enstitüsü’nden uzmanların 2018’de Karadeniz, Ege ile Marmara Denizi’ndeki ağır metal kirliliğine yönelik araştırmada, Marmara Denizi’nde bilhassa İzmit Körfezi’nde yüksek düzeyde civa zenginleşmesi; Küçükçekmece istasyonunda da kadmiyum, bakır ve çinko açısından orta-yüksek düzeyde bir zenginleşme olduğuna dikkat çekilmiş.
“Marmara Denizi Tabanlarında Bulunan Deniz Çöplerinin” dağılımı başlıklı raporda ise Marmara Denizi’ndeki deniz çöplerinin kritik bir husus olduğuna dikkat çekilerek, 34 istasyonun 32’sinde çöp bileşeni tespit edildiği, 280 trol çekiminden 443.2 kg tartısında 626 adet çöp bileşeni tanımlandığı, çöp ölçüsünün 2017 yılına göre değerli derecede arttığı tespit edilmiş.
Raporda, “en çok çöp bolluğu Gemlik ve İzmit Körfezi civarında da nispeten yüksek kirlilik görülmüştür. Güney ve Batı Marmara’da konumlanan istasyonlar içinde Gönen çayı ırmak ağzına yakın 15’inci istasyon ortalama bolluk ile en çok kirliliğe sahiptir” görüşleri sıralanıyor.
ODUNSUZ KONTROL KOŞUL
Bandırma Etraf Derneği Lideri Harun Algül, Marmara’da yaşanan etraf felaketinin önüne geçilmesi için kontrollerin epeyce sıkı ve odunsuz biçimde uygulanması gerektiğini belirtti. Algül, “Bandırma’da çabucak hemen atık su arıtma tesisi faaliyete geçmiş durumda değil. Derin deşarj sistemi uygulanıyor ve bir biçimde ekolojik sistem ziyan görüyor. Yaşanan etraf sıkıntılarını önüne geçmek için kesinlikle ÇED yönetmeliğinde değişikliğe gereksinim var. Kontrol sorunu ve aksaklığı ortadan kalkmadıkça kirlilik bitmez. Çiftçi, endüstrici, vatandaş da etrafa hassas olmalı” dedi.