semaver
Active member
Erdoğan’dan Biden’le görüşme öncesi ABD’li besin monopolü Cargill’e büyük kıyak Şeker Kotalarının Düzenlenmesi ve Uygulanmasına ait yönetmelik AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelikte bir arada Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) kotası yüzde 2.5’dan yüzde 5’e çıkarıldı.
NBŞ kotası 2018 yılında evvel yüzde 10’dan yüzde 5’e, bir yıl daha sonra da yüzde 2,5’a düşürülmüştü. Artık Erdoğan’ın sonucuyla bu oranın bir daha yüzde 5’e yükseltilmesinin akabinde akıllara AKP’li Cumhurbaşkanının geçen ay ABD merkezli birtakım şirketlerin üst seviye yöneticileriyle yaptığı toplantı geldi.
ABD Ticaret Odası, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye Büyükelçiliği ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) tertibiyle düzenlenen sözkonusu çevrimi içi görüşmede Netflix, Amazon, Microsoft, Pepsi Co, Boeing, Johnson&Johnson, Nova Power, Procter&Gamble, Kellogg, Hilton, Cisco, Varian Medical, CITI’nin yanında Cargill’den de temsilci yer alıyordu. Bilindiği üzere ABD’li besin monopolü Cargill, NBŞ üretiminde Türkiye’deki pazarın açık orta başkanı pozisyonunda bulunuyor.
Bahisle ilgili olarak Cumhuriyet‘e değerlendirmede bulunan Tek-Gıda İş Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya, NBŞ kotasına en çok karşı çıkanın Cargill olduğuna dikkat çekerek şu tabirleri kullandı:
“Ülkeler ortası belirli bir kullanım oranı var. Daha evvel yüzde 10’du, yüzde 5’e düşürüldü. En son 2.5’e düşürülmüştü lakin son Resmi Gazete’de yayınlanan kararla yüzde 5’e çıkarıldı Bunun bilhassa geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanının ABD’li şirketlerle yaptığı görüşmeden daha sonra olması farklı. Biliyorsunuz Cargill firmasının lobisi epeyce kuvvetli dünyada. ABD Lideri Biden’le görüşülmedilk evvel de bu biçimde bir kota artırımı dikkat çekiyor” dedi.
“CARGİLL’E ÖZEL YASA ÇIKARILDI, İMTİYAZLI FİRMA”
Suat Karlıkaya, daha evvel kotanın yüzde 2.5’e düşürülmüş olmasının niçinini de şu biçimde deklare etti:
“Bu şeker fabrikalarının özelleştirilmesine olan reaksiyonları düşürebilmek için bir siyasi hareketti. Dikkat edilirse NBŞ kotasının düşürülmesi şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle paralleldir. Toplumda ‘NBŞ’ye mi kalacağız?’ yansıları yükselince Hükümet o denli bir atak yaptı. Lakin artık özelleştirmeler unutuldu. Artık kotalar kademeli olarak yükseltilecektir. Zira Cargill firması açılırken de periyodun Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ‘İşverenler bundan daha epey kar ediyorsa buna niçin mahzur olacaksınız?’ demişti. Cargill’in Bursa’daki fabrikasının kuruluş yeri de 1. sınıf tarım yeri. Mahkeme kararları bulunmasına karşın Cargill’e özel yasa çıkarıldı. Çok imtiyazlı, Hükümet tarafınca da korunan bir firma yani.”
Cargill’in Bursa Orhangazi’deki fabrikasında çalışırken sendikal haklarını kullandıkları için işlerinden atılan 14 emekçiyi de hatırlatan Karlıkaya, “Amerikan firmalarının önü bu kadar açılırken tıpkı firmanın Türkiye’de anayasal hak olan sendikalaşmayı çiğnediği biçimde Hükümet’in bir adım atmaması vahim bir durum. Biz uğraşımızla mahkemelerimizi kazanmışız. Fakat bu firma anayasayı, kanunları aleni bir biçimde çiğnerken bizim yanımızda durmayanlar o firmanın menfaatleri ve çıkarları için çalışıyor. Toplumumuzun bunun şuuruna varması ve sınıfımızı ona göre belirli etmemiz gerekiyor. Cargill emekçilerinin uğraşı birebir biçimde devam ediyor. Cargill idaresini anayasaya uymaya, Hükümet’i de personellere ve bu vatanın evlatlarına sahip çıkmaya çağırıyoruz” tabirlerini kullandı.
ERDOĞAN: EMRİNİZDEYİZ
Erdoğan, Cargill’in de ortalarında olduğu ABD’li şirket yöneticileriyle yaptığı görüşmede neler konuşulduğuna ait, geçtiğimiz günlerde katıldığı canlı yayında şunları söylemişti:
“Görüşmeyi yaptığımız 30 civarında şirketti. şimdi hepsinin Türkiye’de yatırımları var. 20-30 yıl Türkiye’de olan firmalar var. Uçak firmalarından tutun, Pepsi’ye varana kadar biroldukça firma var. Bu hususta buluşmaya katıldılar ve adımlarını Amazon üzere daha da atmak geliştirmek üzerinde durdular. Biz de ‘Kapımız açık, yatırım takviye ofisimiz emrinizde. Buralardan aldığınız sonuçla yola devam. Sonuç alamıyorsanız biliniz ki Cumhurbaşkanı emrinizdedir. Biz de size her dayanağı vermeye hazırız’ dedik. Uzun bir görüşme oldu. Bu görüşmenin devamını da koronadan daha sonra kendileri de ABD’de yapılmasını istediler”
NBŞ kotası 2018 yılında evvel yüzde 10’dan yüzde 5’e, bir yıl daha sonra da yüzde 2,5’a düşürülmüştü. Artık Erdoğan’ın sonucuyla bu oranın bir daha yüzde 5’e yükseltilmesinin akabinde akıllara AKP’li Cumhurbaşkanının geçen ay ABD merkezli birtakım şirketlerin üst seviye yöneticileriyle yaptığı toplantı geldi.
ABD Ticaret Odası, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye Büyükelçiliği ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) tertibiyle düzenlenen sözkonusu çevrimi içi görüşmede Netflix, Amazon, Microsoft, Pepsi Co, Boeing, Johnson&Johnson, Nova Power, Procter&Gamble, Kellogg, Hilton, Cisco, Varian Medical, CITI’nin yanında Cargill’den de temsilci yer alıyordu. Bilindiği üzere ABD’li besin monopolü Cargill, NBŞ üretiminde Türkiye’deki pazarın açık orta başkanı pozisyonunda bulunuyor.
Bahisle ilgili olarak Cumhuriyet‘e değerlendirmede bulunan Tek-Gıda İş Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya, NBŞ kotasına en çok karşı çıkanın Cargill olduğuna dikkat çekerek şu tabirleri kullandı:
“Ülkeler ortası belirli bir kullanım oranı var. Daha evvel yüzde 10’du, yüzde 5’e düşürüldü. En son 2.5’e düşürülmüştü lakin son Resmi Gazete’de yayınlanan kararla yüzde 5’e çıkarıldı Bunun bilhassa geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanının ABD’li şirketlerle yaptığı görüşmeden daha sonra olması farklı. Biliyorsunuz Cargill firmasının lobisi epeyce kuvvetli dünyada. ABD Lideri Biden’le görüşülmedilk evvel de bu biçimde bir kota artırımı dikkat çekiyor” dedi.
“CARGİLL’E ÖZEL YASA ÇIKARILDI, İMTİYAZLI FİRMA”
Suat Karlıkaya, daha evvel kotanın yüzde 2.5’e düşürülmüş olmasının niçinini de şu biçimde deklare etti:
“Bu şeker fabrikalarının özelleştirilmesine olan reaksiyonları düşürebilmek için bir siyasi hareketti. Dikkat edilirse NBŞ kotasının düşürülmesi şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle paralleldir. Toplumda ‘NBŞ’ye mi kalacağız?’ yansıları yükselince Hükümet o denli bir atak yaptı. Lakin artık özelleştirmeler unutuldu. Artık kotalar kademeli olarak yükseltilecektir. Zira Cargill firması açılırken de periyodun Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ‘İşverenler bundan daha epey kar ediyorsa buna niçin mahzur olacaksınız?’ demişti. Cargill’in Bursa’daki fabrikasının kuruluş yeri de 1. sınıf tarım yeri. Mahkeme kararları bulunmasına karşın Cargill’e özel yasa çıkarıldı. Çok imtiyazlı, Hükümet tarafınca da korunan bir firma yani.”
Cargill’in Bursa Orhangazi’deki fabrikasında çalışırken sendikal haklarını kullandıkları için işlerinden atılan 14 emekçiyi de hatırlatan Karlıkaya, “Amerikan firmalarının önü bu kadar açılırken tıpkı firmanın Türkiye’de anayasal hak olan sendikalaşmayı çiğnediği biçimde Hükümet’in bir adım atmaması vahim bir durum. Biz uğraşımızla mahkemelerimizi kazanmışız. Fakat bu firma anayasayı, kanunları aleni bir biçimde çiğnerken bizim yanımızda durmayanlar o firmanın menfaatleri ve çıkarları için çalışıyor. Toplumumuzun bunun şuuruna varması ve sınıfımızı ona göre belirli etmemiz gerekiyor. Cargill emekçilerinin uğraşı birebir biçimde devam ediyor. Cargill idaresini anayasaya uymaya, Hükümet’i de personellere ve bu vatanın evlatlarına sahip çıkmaya çağırıyoruz” tabirlerini kullandı.
ERDOĞAN: EMRİNİZDEYİZ
Erdoğan, Cargill’in de ortalarında olduğu ABD’li şirket yöneticileriyle yaptığı görüşmede neler konuşulduğuna ait, geçtiğimiz günlerde katıldığı canlı yayında şunları söylemişti:
“Görüşmeyi yaptığımız 30 civarında şirketti. şimdi hepsinin Türkiye’de yatırımları var. 20-30 yıl Türkiye’de olan firmalar var. Uçak firmalarından tutun, Pepsi’ye varana kadar biroldukça firma var. Bu hususta buluşmaya katıldılar ve adımlarını Amazon üzere daha da atmak geliştirmek üzerinde durdular. Biz de ‘Kapımız açık, yatırım takviye ofisimiz emrinizde. Buralardan aldığınız sonuçla yola devam. Sonuç alamıyorsanız biliniz ki Cumhurbaşkanı emrinizdedir. Biz de size her dayanağı vermeye hazırız’ dedik. Uzun bir görüşme oldu. Bu görüşmenin devamını da koronadan daha sonra kendileri de ABD’de yapılmasını istediler”