İmam GÜNEŞ
Anadolu’nun yöresel dokumalarını birinci defa bir ortaya getiren ‘Türkiye Dokuma Atlası’ projesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kapılarını açtı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen proje, klasik dokumalara bir daha hayat verme ve onları milletlerarası alanda tanıtarak ticarete kazandırmayı amaçlıyor.
İstanbul Dokuma ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) takviyeleri ve Marmara Üniversitesi’nin katkılarıyla yürütülen projeye, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Ticaret Bakanlığı da katkı veriyor. Stantta, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden bir ortaya getirilen 151 çeşit dokuma çeşidi yer alıyor. 3 ay boyunca haftanın 6 günü ziyaret edilebilecek.
Organik giysi talebi büyüyor
“Geleneksel sanatların yitik birer hazine olmaması, bizim onları göz önünde tutmamıza bağlı” diyen Emine Erdoğan, şu biçimde devam etti. “Bir varmış, bir yokmuş diye başlayan masallara karışmamaları için onları yaşatmamız gerekiyor. Ayrıyeten genç kuşakların, zihnini ve ruhunu bu varlıklı mana dünyası ile beslemeliyiz. Dünya ne kadar değişirse değişsin, gelenek, sanat, zanaat ve lokal üretim her vakit ayakta kalmalıdır. Bu niçinle Türkiye Dokuma Atlası Projesi’nin hayat bulmasını son derece değerli buluyorum. İnsanların, organik, tabiat dostu ve sürdürülebilir giysi talepleri çığ üzere büyüyor. Klasik dokuma kültürümüzdeki tabiat dostu özellikleri, dünyanın ilgisine sunabiliriz. Türkiye’nin dokumacılık gücü, global olarak giysi külçeşidinin yeni kıymetler kazanmasına katkı sağlayabilir.”
İktisada katkı sağlanacak
Dokumacılıkta Türkiye’nin global salgına karşın 2020 yılında dünyanın en büyük 5’inci ihracatçı ülkesi pozisyonuna yükseldiğini lisana getiren İTHİB Lideri Ahmet Öksüz de, dalın bu muvaffakiyetinin, tarihi mirasından beslendiği güçten aldığını vurguladı. Coğrafyaya mahsus 500’e yakın dokuma ve stant alanında bulunan 140’ı aşkın kumaş çeşidinin proje kapsamında tespit edildiği bilgisini veren Öksüz, şu sözleri kullandı: “Kendi kültürümüzden faydalanıp bunu daha üst basamaklara taşımayı amaçlıyoruz. Proje kapsamında sergiyi bir daha sonraki adımda İstanbul’a taşımayı planlıyoruz. Yurt haricinde İTHİB olarak katıldığımız fuarlarda da stant alanları oluşturup “Geçmişten Geleceğe Türk Tekstili” başlığı altında sunmak istiyoruz.”
Coğrafik işaret tescili oluşturulacak ‘Türk markası’ olarak tanıtılacak
‘Türkiye Dokuma Atlası’ projesinin Anadolu’nun dokuma kumaş külçeşidinin araştırılması, sağlanan dataların bir kaynakta birleştirilmesi, klâsik dokuların tahlil edilmesi, bunların bir katalogda toplanması ve muhafaza altına alınması etaplarını içerdiğini belirten Ulusal Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “bu biçimdece coğrafik işaret tescilinin oluşturulması, tescil almış dokumaların üretilmesi, yöresel dokumacılığın çağdaş dizaynla “Türk markası” olarak dünyaya tanıtılması da sağlanacak” diye konuştu. Ticaret Bakanlığı olarak, Türkiye’nin kültürel bedellerine sahip çıkan bu şekil çalışmalara takviye vermenin değerine değinen Ticaret Bakan Yardımcısı İstek Tuna Turagay ise “Türk dokumacılık dalını dünyada fazlaca daha âlâ bir pozisyona getirmek ve Türk markası algısını dünyada yerleştirmek için yapılan tüm çalışmalara takviye olmayı amaçlıyoruz” dedi. Projenin bir milat olduğunu kaydeden Türkiye İhracatçılar Meclisi Lideri İsmail Gülle de “Proje, sayısız dokuma ve nakış tekniğini bir ortaya getirmekle kalmayacak, hem de Türkiye’nin milletlerarası düzlemde tanıtımı için de değerli bir sorumluluk üstlenecek. Tüm kıymetlerimize el birliği ile sahip çıkarak ihracatla yükselen Türkiye ile iktisadımızı epeyce daha ilerilere taşıyabileceğimize yürekten inanıyorum” diye konuştu.
Okumaya devam et...
Anadolu’nun yöresel dokumalarını birinci defa bir ortaya getiren ‘Türkiye Dokuma Atlası’ projesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kapılarını açtı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen proje, klasik dokumalara bir daha hayat verme ve onları milletlerarası alanda tanıtarak ticarete kazandırmayı amaçlıyor.
İstanbul Dokuma ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) takviyeleri ve Marmara Üniversitesi’nin katkılarıyla yürütülen projeye, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Ticaret Bakanlığı da katkı veriyor. Stantta, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden bir ortaya getirilen 151 çeşit dokuma çeşidi yer alıyor. 3 ay boyunca haftanın 6 günü ziyaret edilebilecek.
Organik giysi talebi büyüyor
“Geleneksel sanatların yitik birer hazine olmaması, bizim onları göz önünde tutmamıza bağlı” diyen Emine Erdoğan, şu biçimde devam etti. “Bir varmış, bir yokmuş diye başlayan masallara karışmamaları için onları yaşatmamız gerekiyor. Ayrıyeten genç kuşakların, zihnini ve ruhunu bu varlıklı mana dünyası ile beslemeliyiz. Dünya ne kadar değişirse değişsin, gelenek, sanat, zanaat ve lokal üretim her vakit ayakta kalmalıdır. Bu niçinle Türkiye Dokuma Atlası Projesi’nin hayat bulmasını son derece değerli buluyorum. İnsanların, organik, tabiat dostu ve sürdürülebilir giysi talepleri çığ üzere büyüyor. Klasik dokuma kültürümüzdeki tabiat dostu özellikleri, dünyanın ilgisine sunabiliriz. Türkiye’nin dokumacılık gücü, global olarak giysi külçeşidinin yeni kıymetler kazanmasına katkı sağlayabilir.”
İktisada katkı sağlanacak
Dokumacılıkta Türkiye’nin global salgına karşın 2020 yılında dünyanın en büyük 5’inci ihracatçı ülkesi pozisyonuna yükseldiğini lisana getiren İTHİB Lideri Ahmet Öksüz de, dalın bu muvaffakiyetinin, tarihi mirasından beslendiği güçten aldığını vurguladı. Coğrafyaya mahsus 500’e yakın dokuma ve stant alanında bulunan 140’ı aşkın kumaş çeşidinin proje kapsamında tespit edildiği bilgisini veren Öksüz, şu sözleri kullandı: “Kendi kültürümüzden faydalanıp bunu daha üst basamaklara taşımayı amaçlıyoruz. Proje kapsamında sergiyi bir daha sonraki adımda İstanbul’a taşımayı planlıyoruz. Yurt haricinde İTHİB olarak katıldığımız fuarlarda da stant alanları oluşturup “Geçmişten Geleceğe Türk Tekstili” başlığı altında sunmak istiyoruz.”
Coğrafik işaret tescili oluşturulacak ‘Türk markası’ olarak tanıtılacak
‘Türkiye Dokuma Atlası’ projesinin Anadolu’nun dokuma kumaş külçeşidinin araştırılması, sağlanan dataların bir kaynakta birleştirilmesi, klâsik dokuların tahlil edilmesi, bunların bir katalogda toplanması ve muhafaza altına alınması etaplarını içerdiğini belirten Ulusal Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “bu biçimdece coğrafik işaret tescilinin oluşturulması, tescil almış dokumaların üretilmesi, yöresel dokumacılığın çağdaş dizaynla “Türk markası” olarak dünyaya tanıtılması da sağlanacak” diye konuştu. Ticaret Bakanlığı olarak, Türkiye’nin kültürel bedellerine sahip çıkan bu şekil çalışmalara takviye vermenin değerine değinen Ticaret Bakan Yardımcısı İstek Tuna Turagay ise “Türk dokumacılık dalını dünyada fazlaca daha âlâ bir pozisyona getirmek ve Türk markası algısını dünyada yerleştirmek için yapılan tüm çalışmalara takviye olmayı amaçlıyoruz” dedi. Projenin bir milat olduğunu kaydeden Türkiye İhracatçılar Meclisi Lideri İsmail Gülle de “Proje, sayısız dokuma ve nakış tekniğini bir ortaya getirmekle kalmayacak, hem de Türkiye’nin milletlerarası düzlemde tanıtımı için de değerli bir sorumluluk üstlenecek. Tüm kıymetlerimize el birliği ile sahip çıkarak ihracatla yükselen Türkiye ile iktisadımızı epeyce daha ilerilere taşıyabileceğimize yürekten inanıyorum” diye konuştu.
Okumaya devam et...