Eski AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner, HDP’ye yönelik kapatma davasını değerlendirirken “Onları kazanacak yeni bir siyasi akıl devreye alınmazsa, kapatılması tek başına tahlil olmaz. Bu işi mahkemeye havale etmekle sorunu çözmüş olmayız. Bu ülkenin Kürtlerini yanlış siyasetlerle HDP’nin kucağına itmenin vebali ağır olur, biline” dedi.
HDP için Kürtlerin makbul olmadığını söyleyen Metiner, “Kendinden olmayan, dahası kendine karşı olan Kürt imha edilmesi gereken bir düşmandan farksızdır” sözlerini kullandı.
Eski AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner, Yeni Şafak gazetesinde ‘HDP’yi kapatmak tahlil mü?‘ başlığıyla yayımlanan yazısında HDP’ye yönelik kapatma davasını kıymetlendirdi.
Kelamlarına “Önce HDP’yi tanımak lazım. Hiç kuşkusuz HDP, PKK terör örgütünün siyasi partisidir. Şahsen Kandil tarafınca kurdurulmuştur. HDP’nin yönetici takımını, milletvekillerini ve belediye liderlerini PKK belirler. Talimatlar direkt Kandil’den gelir” diye başlayan Metiner, şöyleki devam etti:
“HDP, o denli tez edildiği üzere bir ‘Kürt Partisi’ değildir. Yalnızca ‘Kürtlerin Partisi’ de değildir. HDP, sosyalist ideolojiyi benimsemiş Türk ve Kürt kısımların partisidir. Yani HDP gerek yönetici seçkinleri, gerekse de sosyolojik tabanı itibariyle homojen bir parti değildir. Yönetici seçkinlerinin ortak paydası, sosyalist ideolojidir. Oy veren Kürtlerin kahir ekseriyetinin ortak paydası da, milliyetçiliktir.
Paradoks da burada karşımıza çıkıyor: HDP’nin Kürtleri büyük sıklıkla milliyetçi, HDP’nin ideolojisi ve idaresi de anti-milliyetçi. Bir diğer deyişle, enternasyonalist. Milliyetçiliği ilkel ideoloji olarak nazarann HDP yöneticileri niçinse Kürtlere indiklerinde onların milliyetçi hislerine hitap ederler. Yani HDP seçkinleri ideolojik-siyasi manada milliyetçi olmadıkları biçimde Kürtlüğü bir mobilizasyon aracı olarak kullanırlar. Onlar için Kürtlük yahut Kürtlükle ilgili talepler araçsal bir değere sahiptir.
“HDP’YE OY VEREN BEYAZ TÜRKLERIN GAYESİ…”
HDP’ye oy veren beyaz Türklerin maksadı ise, HDP marifetiyle Erdoğan’ın alaşağı edilmesini sağlamaktır. HDP kendi ortasında bir koalisyon partisidir. Bu koalisyonun tutkalı ise, sosyalist ideolojinin yanına eklemlenen Erdoğan düşmanlığıdır.
bir daha paradoksa bakınız ki Türkiye’de inkarı ve asimilasyonu sonlandıran Erdoğan kendini ‘Kürt Partisi’ olarak tanımlayan HDP tarafınca düşmanlaştırılırken, Kürt halkının etnik kimliğini yasaklayan, lisanını ve külçeşidini yok var iseyan ve asimilasyona eşlik eden kırım siyasetleriyle geniş ölçekli acılara niçiniyet veren CHP dost kabul edilebilmektedir. Kürtleri ‘Kürt sıkıntısının müsebbibi’ olan CHP’ye HDP üzerinden stepne kılan bu ittifak siyasetleri, gerçekte Kürtlere ihanetten öte bir manaya sahip değildir.”
“KENDİNE KARŞI OLAN KÜRT…”
HDP için Kürtlerin tek başına değer arz etmediğini savunan Metiner, “HDP için Kürdün kendisi makbul değildir. Kendinden olmayan, dahası kendine karşı olan Kürt imha edilmesi gereken bir düşmandan farksızdır. Dikkat ederseniz PKK’nın da HDP’nin de asıl hedefindekiler bu çeşit Kürtlerdir. PKK/HDP ideolojisi, Kürtleri homojenize etmeyi amaçlayan faşizan bir ideolojidir” diye yazdı.
Metiner, HDP – PKK münasebetinin bir iltisak yahut sempati bağlantısı olmadığını ileri sürdü. Bunun bütünüyle bir emir-komuta ilgisi olduğunu söyleyen Metiner, “HDP’nin nasıl bir parti olduğunu bilmeden, ‘Demokrasilerde siyasal fikirlerinden dolayı parti kapatmak tahlil değildir!’ diyenlerin gözden bilerek yahut bilmeyerek kaçırdıkları gerçeklik şudur: HDP, siyasal fikirleri ötürüsıyla kapatılmak istenen bir parti değildir. HDP, terör örgütünün aleni bir partisi olduğunu ve o örgütün talimatları doğrultusunda hareket ettiğini gösterdiği için kapatılmak isteniyor. Dahası, bizatihi terör ve şiddet aksiyonlarına övgüde bulunmakla yetinmeyip davette bulunduğu için kapatılmak isteniyor” sözünü kullandı.
HDP’nin daha evvel siyasal fikirleri ötürüsıyla kapatılan Ulusal Görüş’ün partileriyle mukayese etmenin yanlış olacağını tabir eden Metiner, “Parti kapatmanın tahlil olmadığını savunanlar şu sorulara yanıt vermelidirler: Pekala gazete, mecmua, televizyon, dernek ve banka kapatmak tahlil müdür? Terörle çabayı yalnızca teröristle çabaya indirgeyen bakış açısına sahip bir demokratik devlet gösterilemez” dedi.
“CUMHUR İTTİFAKI DİYECEKLERİME KULAK VERMELİ”
Metiner, terörle uğraşın topyekûn bir uğraş olduğunu anlatarak “Burada yalnızca imha yoktur, kazanımcı siyasetler da belirleyici ehemmiyete sahiptir. Güvenliğin olmadığı yerde demokrasi olmaz, lakin güvenlikçi siyasetlerin demokrasiyi boğmasına da müsaade verilemez. Buradaki istikrar yanlışsız kurulmazsa, sorun kangrene dönüşür” görüşünü lisana getirdi. Metiner, şu biçimde devam etti:
“Bir mevzuda karar kılmak gerekiyor: Terör örgütlerinin partileri olmalı mı olmamalı mı? Olmalı deniliyorsa yarın DEAŞ ve FETÖ kendi partilerini kurduğunda hiç kimsenin itiraza hakkı olmaz. PKK’nın partisi HDP’ye gösterilen toleransı DEAŞ’ın ve FETÖ’nün partilerinden esirgediğinizde kendi koyduğunuz prensiple çelişmiş olursunuz.
Artık siyaseten diyeceklerime bilhassa Cumhur İttifakı’nın partileri, bilhassa de AK Parti kulak vermeli: HDP’yi besleyen sosyoloji düzgün tahlil edilmezse, bilhassa HDP’nin ana damarını oluşturan dindar-milliyetçi Kürtlerin hassasiyetleri ve talepleri gerçek okunmazsa, en değerlisi de onları kazanacak yeni bir siyasi akıl devreye alınmazsa, HDP’nin kapatılması tek başına tahlil olmaz. Bu işi mahkemeye havale etmekle sorunu çözmüş olmayız. Bu ülkenin Kürtlerini yanlış siyasetlerle HDP’nin kucağına itmenin vebali ağır olur, biline.”
HDP için Kürtlerin makbul olmadığını söyleyen Metiner, “Kendinden olmayan, dahası kendine karşı olan Kürt imha edilmesi gereken bir düşmandan farksızdır” sözlerini kullandı.
Eski AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner, Yeni Şafak gazetesinde ‘HDP’yi kapatmak tahlil mü?‘ başlığıyla yayımlanan yazısında HDP’ye yönelik kapatma davasını kıymetlendirdi.
Kelamlarına “Önce HDP’yi tanımak lazım. Hiç kuşkusuz HDP, PKK terör örgütünün siyasi partisidir. Şahsen Kandil tarafınca kurdurulmuştur. HDP’nin yönetici takımını, milletvekillerini ve belediye liderlerini PKK belirler. Talimatlar direkt Kandil’den gelir” diye başlayan Metiner, şöyleki devam etti:
“HDP, o denli tez edildiği üzere bir ‘Kürt Partisi’ değildir. Yalnızca ‘Kürtlerin Partisi’ de değildir. HDP, sosyalist ideolojiyi benimsemiş Türk ve Kürt kısımların partisidir. Yani HDP gerek yönetici seçkinleri, gerekse de sosyolojik tabanı itibariyle homojen bir parti değildir. Yönetici seçkinlerinin ortak paydası, sosyalist ideolojidir. Oy veren Kürtlerin kahir ekseriyetinin ortak paydası da, milliyetçiliktir.
Paradoks da burada karşımıza çıkıyor: HDP’nin Kürtleri büyük sıklıkla milliyetçi, HDP’nin ideolojisi ve idaresi de anti-milliyetçi. Bir diğer deyişle, enternasyonalist. Milliyetçiliği ilkel ideoloji olarak nazarann HDP yöneticileri niçinse Kürtlere indiklerinde onların milliyetçi hislerine hitap ederler. Yani HDP seçkinleri ideolojik-siyasi manada milliyetçi olmadıkları biçimde Kürtlüğü bir mobilizasyon aracı olarak kullanırlar. Onlar için Kürtlük yahut Kürtlükle ilgili talepler araçsal bir değere sahiptir.
“HDP’YE OY VEREN BEYAZ TÜRKLERIN GAYESİ…”
HDP’ye oy veren beyaz Türklerin maksadı ise, HDP marifetiyle Erdoğan’ın alaşağı edilmesini sağlamaktır. HDP kendi ortasında bir koalisyon partisidir. Bu koalisyonun tutkalı ise, sosyalist ideolojinin yanına eklemlenen Erdoğan düşmanlığıdır.
bir daha paradoksa bakınız ki Türkiye’de inkarı ve asimilasyonu sonlandıran Erdoğan kendini ‘Kürt Partisi’ olarak tanımlayan HDP tarafınca düşmanlaştırılırken, Kürt halkının etnik kimliğini yasaklayan, lisanını ve külçeşidini yok var iseyan ve asimilasyona eşlik eden kırım siyasetleriyle geniş ölçekli acılara niçiniyet veren CHP dost kabul edilebilmektedir. Kürtleri ‘Kürt sıkıntısının müsebbibi’ olan CHP’ye HDP üzerinden stepne kılan bu ittifak siyasetleri, gerçekte Kürtlere ihanetten öte bir manaya sahip değildir.”
“KENDİNE KARŞI OLAN KÜRT…”
HDP için Kürtlerin tek başına değer arz etmediğini savunan Metiner, “HDP için Kürdün kendisi makbul değildir. Kendinden olmayan, dahası kendine karşı olan Kürt imha edilmesi gereken bir düşmandan farksızdır. Dikkat ederseniz PKK’nın da HDP’nin de asıl hedefindekiler bu çeşit Kürtlerdir. PKK/HDP ideolojisi, Kürtleri homojenize etmeyi amaçlayan faşizan bir ideolojidir” diye yazdı.
Metiner, HDP – PKK münasebetinin bir iltisak yahut sempati bağlantısı olmadığını ileri sürdü. Bunun bütünüyle bir emir-komuta ilgisi olduğunu söyleyen Metiner, “HDP’nin nasıl bir parti olduğunu bilmeden, ‘Demokrasilerde siyasal fikirlerinden dolayı parti kapatmak tahlil değildir!’ diyenlerin gözden bilerek yahut bilmeyerek kaçırdıkları gerçeklik şudur: HDP, siyasal fikirleri ötürüsıyla kapatılmak istenen bir parti değildir. HDP, terör örgütünün aleni bir partisi olduğunu ve o örgütün talimatları doğrultusunda hareket ettiğini gösterdiği için kapatılmak isteniyor. Dahası, bizatihi terör ve şiddet aksiyonlarına övgüde bulunmakla yetinmeyip davette bulunduğu için kapatılmak isteniyor” sözünü kullandı.
HDP’nin daha evvel siyasal fikirleri ötürüsıyla kapatılan Ulusal Görüş’ün partileriyle mukayese etmenin yanlış olacağını tabir eden Metiner, “Parti kapatmanın tahlil olmadığını savunanlar şu sorulara yanıt vermelidirler: Pekala gazete, mecmua, televizyon, dernek ve banka kapatmak tahlil müdür? Terörle çabayı yalnızca teröristle çabaya indirgeyen bakış açısına sahip bir demokratik devlet gösterilemez” dedi.
“CUMHUR İTTİFAKI DİYECEKLERİME KULAK VERMELİ”
Metiner, terörle uğraşın topyekûn bir uğraş olduğunu anlatarak “Burada yalnızca imha yoktur, kazanımcı siyasetler da belirleyici ehemmiyete sahiptir. Güvenliğin olmadığı yerde demokrasi olmaz, lakin güvenlikçi siyasetlerin demokrasiyi boğmasına da müsaade verilemez. Buradaki istikrar yanlışsız kurulmazsa, sorun kangrene dönüşür” görüşünü lisana getirdi. Metiner, şu biçimde devam etti:
“Bir mevzuda karar kılmak gerekiyor: Terör örgütlerinin partileri olmalı mı olmamalı mı? Olmalı deniliyorsa yarın DEAŞ ve FETÖ kendi partilerini kurduğunda hiç kimsenin itiraza hakkı olmaz. PKK’nın partisi HDP’ye gösterilen toleransı DEAŞ’ın ve FETÖ’nün partilerinden esirgediğinizde kendi koyduğunuz prensiple çelişmiş olursunuz.
Artık siyaseten diyeceklerime bilhassa Cumhur İttifakı’nın partileri, bilhassa de AK Parti kulak vermeli: HDP’yi besleyen sosyoloji düzgün tahlil edilmezse, bilhassa HDP’nin ana damarını oluşturan dindar-milliyetçi Kürtlerin hassasiyetleri ve talepleri gerçek okunmazsa, en değerlisi de onları kazanacak yeni bir siyasi akıl devreye alınmazsa, HDP’nin kapatılması tek başına tahlil olmaz. Bu işi mahkemeye havale etmekle sorunu çözmüş olmayız. Bu ülkenin Kürtlerini yanlış siyasetlerle HDP’nin kucağına itmenin vebali ağır olur, biline.”