Yargı dizisindeki performansı ve mesleği ile ilgili samimi açıklamalarda bulunan oyuncu hakkında bilinmeyenleri de Magazin D’ye anlattı. İşte o samimi röportajdan satırbaşları…
Bu vakte kadar daima makûs adam karakterleri oynadınız..
“Dizinin içerisinde ya da sinemanın içerisinde berbat üzere görünebilen ancak benim daima düzgün bulduğum sebepleri olan karakterler oluyor. Yoksa oynayamazsınız.”
Başlarda sevmiyorlardı Pars’ı, bunun hakkında neler söylemek istersiniz?
“Dizilerde genelde şu biçimde bir şey oluyor. Birinci dört kısma kadar izleyici karakteri tanımıyor. daha sonra sevecek tarafını bulabiliyor. Ayrıyeten bir karakterin sevilmesi elzem değildir, sevilme yedebilir. Kâfi ki onun öyküdeki rolü gerçekleştirebilsin. “
Ancak şuan Pars deyince akan sular duruyor…
“Öyle oluyor gerçekten… Karavanın önünde beşerler oluyor, nitekim şaşırıyorum. O kadar popülermiş. Pars’ın ismine epey sevindim nitekim.”
Biraz da Mehmet Yılmaz Ak’ı tanıyalım. Neler yapıyorsunuz? Hobileriniz var mı? En son duyduğum kadarıyla bir resime ilginiz var.
“Ben resime birkaç yıl evvel pandemiyle başladım. Geceleri uyuyamadığım vakit içinderda görüntü açıp izlerdim. Bob Ross görüntülerini yinedan izleyeyim bir nostalji olsun derken yirmi otuz kısım falan izledim. daha sonra gaza geldim ve ‘ben bu şeyleri yaparım’ dedim. Denedim sahiden yapabiliyormuşum. daha sonra resime merak sardım ve dijital fotoğraflar üretmeye başladım. daha sonrasında akrilik çalışıyorum, yağlı boya çalışıyorum. Hayal dünyamdaki şeyleri resmediyorum. Bundan da keyif alıyorum.”
Yakın bir vakitte doğum gününüzdü…
“Evet 36 yaşıma bastım. Yeni yaşımdan dolayı da heyecanlıyım. Sevdiklerimle birlikte epeyce memnunum. Teşekkür ederim.”
Pekala doğum günü anısı desem. Hiç unutamadığınız bir doğum günü anısınız var mı?
“Evet var, bir doğum günümü bir sinema çekiminde morgda kutladım.”
Nasıl oldu anlatır mısınız?
“Bir morg çekimimiz vardı. O günde benim doğum günümdü. O çekim bittikten daha sonra üretim grubu elinde pastayla morga girip ‘’İyi ki doğdun Mehmet’’ dedi .Çok garip değişik bir şey olmuştu.”
Kızdınız mı pekala?
“Tabii biraz garip olmuştum. Morgda niye doğum günü kutluyoruz. Hiç gerek yok işimizi yapalım çekelim ve gidelim.”
Bu vakte kadar daima makûs adam karakterleri oynadınız..
“Dizinin içerisinde ya da sinemanın içerisinde berbat üzere görünebilen ancak benim daima düzgün bulduğum sebepleri olan karakterler oluyor. Yoksa oynayamazsınız.”
Başlarda sevmiyorlardı Pars’ı, bunun hakkında neler söylemek istersiniz?
“Dizilerde genelde şu biçimde bir şey oluyor. Birinci dört kısma kadar izleyici karakteri tanımıyor. daha sonra sevecek tarafını bulabiliyor. Ayrıyeten bir karakterin sevilmesi elzem değildir, sevilme yedebilir. Kâfi ki onun öyküdeki rolü gerçekleştirebilsin. “
Ancak şuan Pars deyince akan sular duruyor…
“Öyle oluyor gerçekten… Karavanın önünde beşerler oluyor, nitekim şaşırıyorum. O kadar popülermiş. Pars’ın ismine epey sevindim nitekim.”
Biraz da Mehmet Yılmaz Ak’ı tanıyalım. Neler yapıyorsunuz? Hobileriniz var mı? En son duyduğum kadarıyla bir resime ilginiz var.
“Ben resime birkaç yıl evvel pandemiyle başladım. Geceleri uyuyamadığım vakit içinderda görüntü açıp izlerdim. Bob Ross görüntülerini yinedan izleyeyim bir nostalji olsun derken yirmi otuz kısım falan izledim. daha sonra gaza geldim ve ‘ben bu şeyleri yaparım’ dedim. Denedim sahiden yapabiliyormuşum. daha sonra resime merak sardım ve dijital fotoğraflar üretmeye başladım. daha sonrasında akrilik çalışıyorum, yağlı boya çalışıyorum. Hayal dünyamdaki şeyleri resmediyorum. Bundan da keyif alıyorum.”
Yakın bir vakitte doğum gününüzdü…
“Evet 36 yaşıma bastım. Yeni yaşımdan dolayı da heyecanlıyım. Sevdiklerimle birlikte epeyce memnunum. Teşekkür ederim.”
Pekala doğum günü anısı desem. Hiç unutamadığınız bir doğum günü anısınız var mı?
“Evet var, bir doğum günümü bir sinema çekiminde morgda kutladım.”
Nasıl oldu anlatır mısınız?
“Bir morg çekimimiz vardı. O günde benim doğum günümdü. O çekim bittikten daha sonra üretim grubu elinde pastayla morga girip ‘’İyi ki doğdun Mehmet’’ dedi .Çok garip değişik bir şey olmuştu.”
Kızdınız mı pekala?
“Tabii biraz garip olmuştum. Morgda niye doğum günü kutluyoruz. Hiç gerek yok işimizi yapalım çekelim ve gidelim.”