Şuur ne demek islamda ?

Umut

New member
Şuur Ne Demek İslamda? Bir Hikâyenin Kalbinden Anlamak…

Selamün aleyküm dostlar,

Bugün sizlerle içimi titreten bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Belki hepimiz bir noktada “şuur” kelimesini duymuşuzdur ama gerçekten yaşamış mıyız? Şuur, sadece farkında olmak değilmiş meğer… Bir gün, yaşadığım bir olay bana bunu derinden öğretti. Hikâyeyi anlatırken siz de kendinizden bir parça bulursunuz belki.

---

Hikâyenin Başlangıcı: Sessiz Bir Sabah

Sabah ezanı henüz bitmişti. Ali, her zamanki gibi erkenden kalktı. Hava serin, kalbi yorgundu. Yıllardır işinde disiplinli, mantıklı, çözüm odaklı bir adam olmuştu. Hayatta stratejiyle ilerlemeye alışmıştı: plan yap, uygula, kazan.

Ama o sabah, içinde bir boşluk vardı. Namazını kıldıktan sonra başını seccadeye koydu ve fısıldadı:

“Ya Rabbi, ben galiba yaşıyorum ama hissetmiyorum…”

Aynı evde, eşi Zeynep de sabahı karşıladı. Sessizce mutfağa geçti, kahvaltı hazırlarken içinden geçenleri duysa Ali şaşırırdı.

“Ne oldu bu adama? Her şeyi düşünüyor ama kalbini hiç dinlemiyor.”

Kadın, duygularla yoğrulmuştu. Eşinin yüzündeki sessizliği her sabah okuyor, ama hiçbir şey diyemiyordu.

---

İki Yol, İki Yaklaşım

Ali için hayat netti: sorun varsa çözüm bulunurdu. Duygular, zaman kaybıydı.

Zeynep içinse hayat, bir dokunuşun, bir bakışın anlamındaydı.

İkisi de iyi niyetliydi, ama farklıydılar.

Bir akşam, Ali işten geç geldi. Yorgun, gergin, sessizdi.

Zeynep çay koydu, sessizce yanına oturdu.

“Ali,” dedi yumuşak bir sesle, “sana bir şey sorabilir miyim?”

“Tabii, ne oldu?”

“Sen mutlu musun?”

Ali bir an durdu. Bu soru, o kadar basit görünüyordu ki… ama içinde bir fırtına koptu.

Mutlu muydu? Başarıları vardı, maaşı iyiydi, insanlar saygı duyuyordu.

Ama neden bu kadar eksik hissediyordu?

---

Zeynep’in Aynası

Zeynep devam etti:

“Biliyor musun Ali, İslam’da şuur, sadece bilmek değil. Kalbinin, aklının, ruhunun birlikte farkında olması. Sadece görmek değil, görürken Allah’ı hatırlamak.”

Ali başını kaldırdı.

“Yani farkındalık diyorsun?”

“Evet ama sadece zihinsel değil. Şuur, ruhun canlı kalması. Bir şeyi yaparken neden yaptığını, kimin için yaptığını bilmek. Namazda secdeye vardığında sadece alnını değil, kalbini de koymak.”

O an, Ali’nin içinden bir perde aralandı sanki.

Şuur, sadece fark etmek değilmiş; fark ettiğini Allah’a bağlamakmış.

---

Bir Sınav Anı

Günler geçti. Ali’nin iş yerinde büyük bir kriz çıktı. Proje çökmek üzereydi. Herkes panik içindeydi.

O ana kadar hep “mantıkla” hareket eden Ali, ilk defa kalbine döndü.

Bir köşeye geçti, sessizce dua etti:

“Rabbim, ben unuttum galiba. Her şeyin elimde olduğunu sanmışım. Şimdi hatırladım: Sen’sin kudret sahibi.”

O an, kalbinde bir huzur hissetti. Kararlarını daha net, tavırlarını daha sakin aldı.

İlginçtir, proje kurtuldu. Ama Ali için önemli olan sonuç değildi; içindeki dönüşümdü.

---

Zeynep’in Gözyaşları

O akşam eve geldiğinde, Zeynep onu kapıda karşıladı.

Ali’nin gözleri farklıydı. Sanki yıllardır süren bir perde kalkmıştı.

“Bugün bir şey oldu,” dedi Ali.

“Ne oldu?”

“Bugün fark ettim… Şuur, Allah’ı unutmadan yaşamakmış. Ben bugüne kadar yaşadım ama farkında olmadan. Artık her şeyin anlamını yeniden görüyorum.”

Zeynep’in gözlerinden yaşlar süzüldü.

“Ali, işte şimdi gerçekten yaşıyorsun.”

---

İslam’da Şuurun Derinliği

Dostlar, hikâyedeki bu değişim bize bir gerçeği anlatıyor:

Şuur, İslam’da sadece bilgi değil, bilginin kalbe dokunmasıdır.

Bir âlimin sözü vardır:

“İlim, aklın nurudur; şuur, kalbin diriliğidir.”

Kur’an’da “Onlar düşünmezler mi?”, “Akletmez misiniz?” diye defalarca sorulur.

Bu sorular, sadece aklı değil, kalbi de harekete geçirmek içindir.

Çünkü şuur, akılla kalbin evliliğidir.

Sadece bilmek yetmez; hissetmek, yaşamaktır asıl olan.

---

Erkek ve Kadın Yönüyle Şuur

Ali’nin aklı, Zeynep’in kalbiyle birleştiğinde hakikat tamamlandı.

Erkek aklıyla çözer, kadın kalbiyle hisseder.

İslam’da bu iki yön birbirini tamamlar.

Resûlullah (s.a.v.) bile “Kalbim uyur ama gözlerim uyumaz” diyerek, sürekli bir şuurlu farkındalık halini anlatmıştır.

Ali artık işte sadece stratejiyle değil, merhametle yönetiyordu.

Zeynep ise dua ederken sadece gözyaşıyla değil, bilinciyle Rabbine yöneliyordu.

---

Son Söz: Şuurla Yaşamak

Belki hepimiz Ali gibiyiz; hayatın içinde, farkında olmadan yürüyen.

Ya da Zeynep gibiyiz; hissedip de anlatamayan.

Ama unutmayalım, şuur; Allah’ı unutmadan, O’nunla yaşamaktır.

Bir bakışta, bir sözde, bir secdede…

Her şeyin özünü fark etmek, her nefesi bir şükür bilmek.

---

Forumdaşlara Bir Soru

Dostlar, siz hiç bir anda “gerçekten fark ettim” dediğiniz bir an yaşadınız mı?

Kalbinizin, aklınızla buluştuğu bir an?

Yorumlarınızı merak ediyorum…

Belki siz de kendi “şuur anınızı” paylaşırsınız ve hep birlikte bu hikâyeyi çoğaltırız.

---

Rabbim hepimize şuurlu bir kalp nasip etsin.

Amin.