Bizim civarın insanına sorsan, desen ki olağanlaşma günlerinden en epey neyi özledin, emin olun çoğunluğu “yayla şenliklerini özledim” yanıtını verir. Haydi canım, diyenler olabilir fakat nitekim bizim tarafların şenlikleri fazlaca eğlencelidir.
Hazırlıkları haftalar öncesinden başlar, tertip komitesi şenlik programı çıkarır ve sahne alacak sanatkarlara teklifler gdolayılür. Tabi doruktan başlayan teklifler bütçe yetersizliğinden mahalli sanatkarlarla mutabakata kadar niyet biraz moraller bozulur.
Çok sürmez fakat moral bozukluğu, zira mahalli sanatkarlar bile bu şenliklerdeki birlik birliktelik hissine anında kendini kaptırır ve tahminen sahne ömrü boyunca sergileyeceği en hoş performansı bu şenliklerde stantlar.
Gurbetten gelecekler müsaade günlerini birçok defa bu takvime göre belirler. Kendini ona bakılırsa ayarlar ki şenliklerden geri kalmayayım, eşimi dostumu goreyim hesabını güder. En hoş yemekler o şenliklerde pişirilir, en hoş kıyafetler o şenliklerde giyilir ve en keyifli rakılar o şenliklerde içilir.
İnanır mısınız davul bile öteki çalar o gün, zurnacının soluksuz iki dakika üflediği bir daha bu biçimde günlerde görülmüştür. Yarışlar düzenlenir, seyyarlar sıra sıra dizilir, tükürüklü köfte bile en hoş bu şenliklerde yenilir.
Unutmadan her masanın farklı bir konuğu olur, her masanın farklı bir konuğu. Meskenin bayanı bundan evvelki gün ne yaptıysa o gün o yemekler konuklara, konuklara canı gönülden ikram edilir. Bir de akşam tez çöker bu şenliklerde, gün niçinse çabucak geçer. Birden fazla gurbetten gelen köylüler birbirine sıkıca sarılır: “Ölüm Allahın buyruğu de şu ayrılık olmasaydı” ezgileri kulaklarında, bu yılki şenliğe veda edilir.
Gelin sizi bugün yaşanmış komik Anadolu kıssalarıyla cümbüşü bol, muhabbeti sonucunda bir şenliğe götüreyim. Yüzlerinizde gülücük bırakma ümidiyle bu haftalık da sizlere veda edeyim.
Tahtacı Alevilerinin ağır yaşadığı Antalya’nın bir köyünde şenlik tertip ediliyor fakat ne şenlik. Aylar evvelden duyurular yapılıyor. Musa Eroğlu’da konuk olacağı için sade o köyden değil, öteki vilayetlerden de iştirak oluyor.
Durum bu biçimde ya siyasetçiler için kaçırılmayacak ortam. Vaatlerin, nutukların her biri havada uçacak kaçırılır mı? Tabi ki iktidarı, muhalefeti hatta mecliste olmayan partilerin siyasetçileri bile şenliğe katılıyor. Siyasetçiler üçerli, beşerli dağılınca bir partinin vekilleri ve bayan kolları lideri gidip bir masaya oturuyor. Mesken sahibi o denli içten, o denli cömert ağırlıyor ki konukları, konukların bakışlarından bile memnuniyetleri belirli oluyor.
Herkes yiyor içiyor lakin mesken sahibinin dikkatini bayan kolları lideri çekiyor. Lider etli yemeklerdeki eti ayırıyor yemeye o denli devam ediyor. Bir bu biçimde, iki bu biçimde en son konut sahibi entelektüel tarafını da gösterme fırsatını göstermek istercesine birden öne yanlışsız atılıyor.
– Sanırım liderim da benim üzere lezbiyen. Baksanıza sabahtan beri bir tane et yemedi diyor. Herkes sus pus olup şoka girince parti vekili durumu toplamak için yanıt veriyor.
– Ağam bahsetmiş olduğuniz şey vejetaryen olmasın deyince mesken sahibi kırdığı potun farkına varıyor. Toplamayı toplayamayacak bari sıvayım da kurtulayım dercesine:
– Aman sayın vekilim sonuçta isimleri karıştırsak ne olur. Bak siz çabucak anladınız diyor.
Haftaya görüşmek üzere sevgi ve saygılarımla…
Erdem Düzyatanlar
Hazırlıkları haftalar öncesinden başlar, tertip komitesi şenlik programı çıkarır ve sahne alacak sanatkarlara teklifler gdolayılür. Tabi doruktan başlayan teklifler bütçe yetersizliğinden mahalli sanatkarlarla mutabakata kadar niyet biraz moraller bozulur.
Çok sürmez fakat moral bozukluğu, zira mahalli sanatkarlar bile bu şenliklerdeki birlik birliktelik hissine anında kendini kaptırır ve tahminen sahne ömrü boyunca sergileyeceği en hoş performansı bu şenliklerde stantlar.
Gurbetten gelecekler müsaade günlerini birçok defa bu takvime göre belirler. Kendini ona bakılırsa ayarlar ki şenliklerden geri kalmayayım, eşimi dostumu goreyim hesabını güder. En hoş yemekler o şenliklerde pişirilir, en hoş kıyafetler o şenliklerde giyilir ve en keyifli rakılar o şenliklerde içilir.
İnanır mısınız davul bile öteki çalar o gün, zurnacının soluksuz iki dakika üflediği bir daha bu biçimde günlerde görülmüştür. Yarışlar düzenlenir, seyyarlar sıra sıra dizilir, tükürüklü köfte bile en hoş bu şenliklerde yenilir.
Unutmadan her masanın farklı bir konuğu olur, her masanın farklı bir konuğu. Meskenin bayanı bundan evvelki gün ne yaptıysa o gün o yemekler konuklara, konuklara canı gönülden ikram edilir. Bir de akşam tez çöker bu şenliklerde, gün niçinse çabucak geçer. Birden fazla gurbetten gelen köylüler birbirine sıkıca sarılır: “Ölüm Allahın buyruğu de şu ayrılık olmasaydı” ezgileri kulaklarında, bu yılki şenliğe veda edilir.
Gelin sizi bugün yaşanmış komik Anadolu kıssalarıyla cümbüşü bol, muhabbeti sonucunda bir şenliğe götüreyim. Yüzlerinizde gülücük bırakma ümidiyle bu haftalık da sizlere veda edeyim.
Tahtacı Alevilerinin ağır yaşadığı Antalya’nın bir köyünde şenlik tertip ediliyor fakat ne şenlik. Aylar evvelden duyurular yapılıyor. Musa Eroğlu’da konuk olacağı için sade o köyden değil, öteki vilayetlerden de iştirak oluyor.
Durum bu biçimde ya siyasetçiler için kaçırılmayacak ortam. Vaatlerin, nutukların her biri havada uçacak kaçırılır mı? Tabi ki iktidarı, muhalefeti hatta mecliste olmayan partilerin siyasetçileri bile şenliğe katılıyor. Siyasetçiler üçerli, beşerli dağılınca bir partinin vekilleri ve bayan kolları lideri gidip bir masaya oturuyor. Mesken sahibi o denli içten, o denli cömert ağırlıyor ki konukları, konukların bakışlarından bile memnuniyetleri belirli oluyor.
Herkes yiyor içiyor lakin mesken sahibinin dikkatini bayan kolları lideri çekiyor. Lider etli yemeklerdeki eti ayırıyor yemeye o denli devam ediyor. Bir bu biçimde, iki bu biçimde en son konut sahibi entelektüel tarafını da gösterme fırsatını göstermek istercesine birden öne yanlışsız atılıyor.
– Sanırım liderim da benim üzere lezbiyen. Baksanıza sabahtan beri bir tane et yemedi diyor. Herkes sus pus olup şoka girince parti vekili durumu toplamak için yanıt veriyor.
– Ağam bahsetmiş olduğuniz şey vejetaryen olmasın deyince mesken sahibi kırdığı potun farkına varıyor. Toplamayı toplayamayacak bari sıvayım da kurtulayım dercesine:
– Aman sayın vekilim sonuçta isimleri karıştırsak ne olur. Bak siz çabucak anladınız diyor.
Haftaya görüşmek üzere sevgi ve saygılarımla…
Erdem Düzyatanlar