semaver
Active member
Pandemide İstanbul’daki iş yerlerini kapatıp, Ganos Dağı eteklerine yerleştiler İstanbul Eminönü’nde düğün ve cümbüş bölümüne yönelik iş yerini kapatan Nilüfer Ayvacıklı ile inşaat kesiminde faaliyet gösteren eşi Muzaffer Ayvacıklı, koronavirüs salgını niçiniyle kentten uzaklaşıp, Tekirdağ’ın Uçmakdere bölgesindeki Ganos Dağı eteklerine yerleşti.
Burada römork üzerine inşa edilen taşınabilir meskende yaşamaya başlayan ve içini büsbütün kendileri dekore eden çift, kent ömründen izole ömür kurdu. Su kaynağı bulan, elektrik muhtaçlığını ise güneş panelleri ile karşılayan çift, tarım yaparak da yiyeceklerini sağlıyor.
‘İSTANBUL İLE HİÇBİR BAĞIMIZ KALMADI’
Pandeminin başlamasıyla birinci 6 ay İstanbul’da yaşamak için fazlaca direndiklerini söyleyen Nilüfer Ayvacıklı, sürecin devam etmesi ile yalnızca hafta sonları geldikleri dağ meskenine yerleşme sonucu aldıklarını belirtti. Ayvacıklı, “İşimizi kapattıktan 1 ay daha sonra konutumuzu kapattık. ötürüsıyla İstanbul’la hiç bir bağımız kalmadı, 1,5 yıldır burada devam ediyoruz. Bu yapıyı birinci yaptığımızda suyumuz yoktu ve tabiattan bulmak gerekiyordu. Köyden bidonlarla su taşıyorduk daha sonrasında eşim ve oğlum birlikte tabiatta yürüyerek bize bir kaynak buldular. O kaynaktan su getirdiler ve fazlaca önemli bir meselemizi hallettik” dedi.
‘SIKILMAYA VAKTİMİZ OLMUYOR’
Elektrik sorununu güneş panelleri ve jeneratör ile çözdüklerini söyleyen Nilüfer Ayvacıklı, emeklilik devrinde yapmak istediklerini pandemi sürecinde gerçekleştirdiklerini lisana getirdi. Ayvacıklı, “Pandemide kentte olsaydık muhtemelen hayli dertli vakitler geçirirdik fakat burada epeyce keyifli vakit geçirdik. Tabi tabiatta yaşamanın zorlukları var. Kışın soba ile ısınıyoruz. Yazın ise klimaya muhtaçlık duyulmuyor zira fazlaca esen bir bölge ve daima aktivite olan bir bölge. Bölgede yamaç paraşütü var. ATV ile safari, dağcılık, dalış var. Sıkılmaya bir vaktimiz yok zira hafta sonları burası çok ağır oluyor” diye konuştu.
Oğulları Ali Ateş’in ise tabiat sporları istikametinde kendisini geliştirdiğini aktaran Nilüfer Ayvacıklı, yamaç paraşütünde tek başına uçuş yapabildiğini ve Türkiye’nin en küçük pilotlarından olduğunu söylemiş oldu. Oğullarının eğitimi konusunda da zorlanılmadığını, kent merkezine araç ile rahatça ulaşım sağlanabildiğini anlatan Ayvacıklı, market ve pazar gereksinimleri için 28 kilometre uzaklıktaki kente gitmek yerine küçük çaplı tarımla ilgilenmeye başladıklarını kaydetti.
Burada römork üzerine inşa edilen taşınabilir meskende yaşamaya başlayan ve içini büsbütün kendileri dekore eden çift, kent ömründen izole ömür kurdu. Su kaynağı bulan, elektrik muhtaçlığını ise güneş panelleri ile karşılayan çift, tarım yaparak da yiyeceklerini sağlıyor.
‘İSTANBUL İLE HİÇBİR BAĞIMIZ KALMADI’
Pandeminin başlamasıyla birinci 6 ay İstanbul’da yaşamak için fazlaca direndiklerini söyleyen Nilüfer Ayvacıklı, sürecin devam etmesi ile yalnızca hafta sonları geldikleri dağ meskenine yerleşme sonucu aldıklarını belirtti. Ayvacıklı, “İşimizi kapattıktan 1 ay daha sonra konutumuzu kapattık. ötürüsıyla İstanbul’la hiç bir bağımız kalmadı, 1,5 yıldır burada devam ediyoruz. Bu yapıyı birinci yaptığımızda suyumuz yoktu ve tabiattan bulmak gerekiyordu. Köyden bidonlarla su taşıyorduk daha sonrasında eşim ve oğlum birlikte tabiatta yürüyerek bize bir kaynak buldular. O kaynaktan su getirdiler ve fazlaca önemli bir meselemizi hallettik” dedi.
‘SIKILMAYA VAKTİMİZ OLMUYOR’
Elektrik sorununu güneş panelleri ve jeneratör ile çözdüklerini söyleyen Nilüfer Ayvacıklı, emeklilik devrinde yapmak istediklerini pandemi sürecinde gerçekleştirdiklerini lisana getirdi. Ayvacıklı, “Pandemide kentte olsaydık muhtemelen hayli dertli vakitler geçirirdik fakat burada epeyce keyifli vakit geçirdik. Tabi tabiatta yaşamanın zorlukları var. Kışın soba ile ısınıyoruz. Yazın ise klimaya muhtaçlık duyulmuyor zira fazlaca esen bir bölge ve daima aktivite olan bir bölge. Bölgede yamaç paraşütü var. ATV ile safari, dağcılık, dalış var. Sıkılmaya bir vaktimiz yok zira hafta sonları burası çok ağır oluyor” diye konuştu.
Oğulları Ali Ateş’in ise tabiat sporları istikametinde kendisini geliştirdiğini aktaran Nilüfer Ayvacıklı, yamaç paraşütünde tek başına uçuş yapabildiğini ve Türkiye’nin en küçük pilotlarından olduğunu söylemiş oldu. Oğullarının eğitimi konusunda da zorlanılmadığını, kent merkezine araç ile rahatça ulaşım sağlanabildiğini anlatan Ayvacıklı, market ve pazar gereksinimleri için 28 kilometre uzaklıktaki kente gitmek yerine küçük çaplı tarımla ilgilenmeye başladıklarını kaydetti.