Olumsuz Aktarma Nedir Psikolojide ?

Mert

New member
\Olumsuz Aktarma Nedir Psikolojide?\

Psikoloji literatüründe, "aktarma" (transference) kavramı, bireylerin geçmişteki önemli kişilerle olan ilişkilerinin, şu anki terapötik ilişkilere, özellikle de terapiste olan davranışlarına yansıması olarak tanımlanır. Ancak "olumsuz aktarma" durumu, bu sürecin negatif ve çoğunlukla tahrip edici yönünü ifade eder. Bir kişinin geçmişteki olumsuz deneyimleri, terapiste ya da terapötik sürece karşı geliştirdiği tepkilerde belirginleşebilir. Bu, kişinin geçmişteki korkularını, travmalarını ya da olumsuz deneyimlerini terapistine yansıtarak, terapi sürecini zorlaştırabilir.

Olumsuz aktarma, genellikle kişi, terapi sırasında, yaşadığı zorluklarla baş etmek için duygusal savunma mekanizmalarını devreye soktuğunda ortaya çıkar. Terapi sürecinde, kişi bilinçli ya da bilinçsiz olarak terapistin bazı özelliklerini, daha önceki olumsuz figürlerle ilişkilendirir. Bu durum, terapistin tarafında aşılması gereken bir engel oluşturabilir ancak aynı zamanda, terapistin kişisel ve profesyonel gelişimi için bir fırsat sunar. Bu yazıda olumsuz aktarmanın ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı ve terapi sürecindeki rolü ele alınacaktır.

\Olumsuz Aktarma Nasıl Ortaya Çıkar?\

Olumsuz aktarma genellikle kişinin geçmişteki ilişkilerinde yaşadığı olumsuz duygular ve tecrübeler ile ilişkilidir. Bu kişiler genellikle anne, baba, öğretmen, ya da diğer aile üyeleri olabilir. Bu ilişkilerde yaşanan ihmal, eleştiri, sevgi eksikliği ya da kontrol etme davranışları, kişinin bilinçaltında derin izler bırakabilir. Bu izler, kişinin terapisti ile kurduğu ilişkiyi de etkiler.

Örneğin, bir kişi çocukluk döneminde sürekli olarak eleştirilen bir birey olabilir. Bu kişi, terapiste gittiğinde, terapistin en ufak bir eleştirisi bile geçmişteki olumsuz deneyimlerle bağlantılı olarak çok daha derin bir anlam kazanabilir. Terapist, farkında olmadan, bu bireyin geçmişteki eleştiren figürü haline gelebilir. Kişi bu durumu fark etmeyebilir, ancak tepkileri genellikle aşırı duygusal ya da savunmacı olabilir.

Olumsuz aktarmanın temelinde, bireyin geçmişteki olumsuz figürlere karşı hissettiği öfke, korku, güvensizlik ya da değersizlik duyguları yatmaktadır. Bu duygular terapi sürecinde yeniden yüzeye çıkabilir. Kişi, terapi sırasında duyduğu rahatsızlıkları terapiste yönlendirebilir, bu da terapistin olumsuz algılanmasına yol açabilir.

\Olumsuz Aktarma ve Savunma Mekanizmaları\

Olumsuz aktarma, kişinin savunma mekanizmalarının bir yansıması olarak ortaya çıkabilir. Savunma mekanizmaları, bireyin bilinçaltındaki rahatsız edici düşünceler, duygular ve anıları bastırmak için geliştirdiği psikolojik stratejilerdir. Bu mekanizmalar, kişinin kendisini koruma amacı güder ancak uzun vadede bireyin gerçek duygusal ihtiyaçlarının önüne geçebilir.

Bir kişi, geçmişte yaşadığı travmalar nedeniyle, olumsuz bir aktarma deneyimi yaşadığında, bu travmalarla başa çıkmak için çeşitli savunma mekanizmalarına başvurabilir. Örneğin, "projeksiyon" adı verilen savunma mekanizması, kişinin kendi içindeki olumsuz özellikleri dış dünyaya, özellikle de terapiste yansıtmasına neden olabilir. Bu durumda, kişi terapiste karşı duyduğu öfkeyi ya da güvensizliği, terapistin kendisine duyduğu olumsuz duygulara dönüştürebilir. Bu, terapistin kişisel bir hata yapmasından ziyade, geçmişteki olumsuz deneyimlerin bir yansıması olabilir.

Başka bir savunma mekanizması ise "inkar"dır. Bu durumda kişi, terapistin sunduğu geri bildirimleri ya da önerileri reddedebilir, çünkü bu, kişinin geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimlerin tekrar etmesi korkusunu tetikler. Kişi, terapistin söylediklerini kabul etmekte zorlanabilir ve olumsuz bir aktarma eğilimi gösterebilir.

\Olumsuz Aktarmanın Terapiye Etkileri\

Olumsuz aktarma, terapi sürecini hem terapist hem de hasta açısından karmaşık hale getirebilir. Ancak terapist, bu tür bir aktarmayı fark ettiğinde, bunun terapi sürecinde önemli bir fırsat olabileceğini unutmamalıdır. Olumsuz aktarma, terapi sürecinde bir "kırılma anı" olarak görülebilir. Terapist, bu durumu fark ederek, hastanın geçmişteki olumsuz deneyimlerini yeniden ele almasına yardımcı olabilir. Bu, hastanın eski yaralarını iyileştirmesine ve duygusal olarak daha sağlıklı bir hale gelmesine olanak tanıyabilir.

Örneğin, terapist, olumsuz aktarma durumunu doğru şekilde ele alarak, kişinin geçmişteki olumsuz deneyimlerini ve duygularını anlamasına yardımcı olabilir. Bu, kişinin geçmişindeki travmaları çözmesine ve bu travmaların şimdiki yaşamına olan etkilerini azaltmasına yol açabilir. Terapi süreci, kişinin geçmişteki figürlerle olan ilişkisinin sağlıklı bir şekilde yeniden yapılandırılması için bir alan yaratabilir.

Ancak olumsuz aktarmanın teröpatik sürece olumsuz etkileri de olabilir. Kişi, terapistine karşı duyduğu öfkeyi ya da güvensizliği terapist tarafından anlaşılmadan dışa vurursa, terapistin karşılaştığı bu duygusal bariyer terapi sürecini zorlaştırabilir. Bu durum, hastanın terapiye olan güvenini zedeleyebilir ve sürecin verimsiz olmasına yol açabilir.

\Olumsuz Aktarma ile Başa Çıkma Yöntemleri\

Olumsuz aktarma ile başa çıkmak, terapistin deneyimine ve stratejilerine bağlıdır. Terapist, öncelikle, hastanın yaşadığı duygusal çatışmaların farkında olmalı ve bunları empatik bir şekilde anlamaya çalışmalıdır. Terapist, kişinin geçmişteki olumsuz deneyimlerini ve bu deneyimlerin terapi sürecindeki etkilerini anlamak için, terapötik ilişkiyi dikkatli bir şekilde incelemelidir. Ayrıca, kişinin bu olumsuz hisleri doğru bir şekilde işlemeyi öğrenmesine yardımcı olmak da terapistin sorumluluğundadır.

Terapist, olumsuz aktarmanın farkına vardığında, bu durumu hastaya açıklayabilir ve daha derinlemesine bir farkındalık yaratılabilir. Bu, kişinin geçmişteki travmalarını kabul etmesine ve iyileştirmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, terapist, olumsuz aktarma ile ilgili hisleri doğrulayarak, bu duyguların geçerli olduğunu gösterebilir. Bu, terapist-hasta ilişkisini güçlendirebilir.

\Olumsuz Aktarma ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular\

1. \Olumsuz aktarma ile başa çıkmak için terapist ne yapmalıdır?\

Terapist, olumsuz aktarmayı fark ettiğinde, öncelikle durumu empatik bir şekilde anlamalı ve hasta ile açık bir şekilde konuşmalıdır. Bu, duygusal bariyerlerin aşılmasına yardımcı olabilir.

2. \Olumsuz aktarma her zaman kötü müdür?\

Hayır, olumsuz aktarma her zaman kötü bir şey değildir. Aslında, terapistin bu durumu fark edip doğru bir şekilde ele alması, kişinin geçmişteki travmalarını iyileştirmesine olanak tanıyabilir.

3. \Olumsuz aktarma, sadece terapist ile mi yaşanır?\

Olumsuz aktarma, yalnızca terapist ile değil, aynı zamanda kişinin hayatındaki diğer figürlerle de yaşanabilir. Ancak terapi ortamında, bu durum daha yoğun bir şekilde gözlemlenebilir.

Sonuç olarak, olumsuz aktarma, psikoterapi sürecinin zorlu ama değerli bir parçasıdır. Kişinin geçmişteki olumsuz deneyimlerini terapi ortamına taşıması, hem kişisel hem de terapötik gelişim için bir fırsat olabilir. Bu süreci yönetmek, hem terapist hem de hasta açısından dikkat ve sabır gerektirir.