SENEM AYDIN/[email protected] – Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) İdare Heyeti Lideri Nilüfer Çevikel, “Sürekli çalışıp, başkanlığını yaptığım dernekleri ileriye taşımak üzere bir vizyonum var. Bir yandan da bayanlara örnek olduğumu bilmenin verdiği onur ve gururu yaşıyorum” diyor. Çevikel’le, Çırağan Sarayı’nda buluştuk, çalışmalarını, dernek için amaçlarını ve Türkiye’de bayanın iş dünyasındaki yerini konuştuk.
– TÜGİAD’ın 35 yıllık tarihli birinci bayan idare heyeti liderisiniz. 35 yıl daha sonra bir birincisi başarmak nasıl bir his?
TÜGİAD üzere kuvvetli bir kurumda 35 yıl daha sonra birinci bayan lider olmak gurur verici. Bunu farkındalık oluşturmak için lisana getirmekten çekinmiyorum. Fakat olağan olarak bayan olduğum için değil, başarılı olacağıma inanıldığı için bugün bu bakılırsavin başındayım. Bu sebeple üstüme iki kat sorumluluk yüklenmekte ve daha hoş projeler üretmek için daha epeyce çalışmak gerekmekte. Hem TÜGİAD hem DOSABSİAD’ın birinci bayan lideri olmak önemli sorumluluklar yüklüyor. Buralarda yalnızca Nilüfer Çevikel’i değil, tüm bayanları temsil ediyorum. Bu yüzden de daima çalışıp, başkanlığını yaptığım dernekleri ileriye taşımak üzere bir vizyonum var. Bir yandan da bayanlara örnek olduğumu bilmenin verdiği onur ve gururu yaşıyorum.
– Meslek hedeflerinizde TÜGİAD’ın idaresinde yer almayı düşlediniz mi? Sizin için değeri nedir?
TÜGİAD Ailesi içerisinde evvelki devirlerden beri yer alıyorum. Gelecekle ilgili bu biçimde bir hayalim yoktu. Kaidelerin şekillenmesine bakılırsa, arkadaşlarımın da istekleriyle idare konseyi lideri seçildim. bu biçimde bir kurumun başında olmak şüphesiz gurur verici. Çok kıymetli beşerlerle, değerli çalışmalar yapıyoruz. Bu durum hem şahsım ismine tıpkı vakitte bir arada çalıştığımız şahıslar ismine son derece keyifli.
– Bayan lider olarak karşılaştığınız zorluklar var mı?
Bayanlar her ne kadar son devirde desteklense de hâlâ yönetici, başkan ya da işveren konumunda kâfi sayıda değiller. Teşebbüsçü kişi bayan ise, bir biçimde yoluna müdahale edilmeden devam edebiliyor. Lakin ikinci ve üçüncü nesil jenerasyonlarda özellikle sanayi bölgelerine bakıldığında fazlaca fazla bayan olmadığını görüyoruz. Genelde bayanlar şirketin finansman, muhasebe, pazarlama ya da başka alanlarında çalışıyor. Bu birtakım kimi sorumluluktan kaçınmasından kaynaklansa da sıklıkla tam yetkilendirilmemesinden kaynaklanıyor. DOSABSİAD’a aday olduğumda önemli manada bayan endüstrici bulmakta zorlandık. 33 yıl daha sonra birinci bayan lider olarak geldiğimizde de o şevk ve hırsla bayanların neler yapabileceğini ispatlamak için harikulade bir çalışma içerisine girdik.
Tüm arkadaşlarımızın takviyesi ile derneğimizi ulusala taşıdık ve bu bize bir yıl içerisinde üç değerli ödül getirdi. TÜGİAD’da da tıpkı hırs ve şevkle kendi işimizde çalışır üzere çalışıyoruz. Maddi-manevi emek veriyor ve epeyce önemli vakit harcıyoruz. Gerek ulusalda gerekse uluslariçinde yeni şubeler açıyoruz. Dayanılmaz bir talep var TÜGİAD’lı olabilmek için…
– İdareye geldiğinizden bu yana neler değişti?
TÜGİAD’da bakılırsave gelir gelmez birinci olarak ‘iş adamları’ ibaresini, ‘iş insanları’ olarak değiştirdik. Bunun da ismine yakışır biçimde idare konseyimizi erkek ve bayan olarak yarı yarıya oluşturduk. Bayan üye sayımızı da artırıyoruz. Burada cinsiyetçi yaklaşmıyoruz. Başarılı olması, bu işe gönül vermesi, vizyoner olması, bölümünde güçlü olması üzere özellikler tercih sebeplerimiz.
– Dernek için yapılacaklar listenizde neler var?
Yalnızca dernek için değil, ülkemiz için yapılacak fazlaca iş var. Bunların en başında daha fazlaca çalışmak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bu ülkeyi daha ileriye götürmek var. Biz kadın-erkek hem iktisada hem kendimize katma kıymet sağlıyoruz. Daha fazla ihracat, daha fazla yatırım ve istihdam sağlamak her birimizin bu ülkeye borcu ve son nefesimize kadar bunun için çalışacağız.
Ülkemizi memleketler arası arenada TÜGİAD vizyonu ile en hoş biçimde temsil ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz. Bizler ve bizim üzere tüm STK’lar bu ülkenin geleceğini inşa ediyor. Ortamıza aldığımız yeni arkadaşlarımızla bu halkayı daha da genişleterek çalışmalarımızı hızlandıracağız.
İdarelerde bayan sayısındaki artışla bu sene G20 Zirvesi’nin Roma’daki raporlarında G20 ülkeleri içerisinde Fransa ve Kanada’dan daha sonra üçüncü sıraya yükseldik. İnşallah birinci olduğumuzu da goreceğiz. Bayanlara ve gençlere 2009’da özellikle Ticaret Odaları’nda şuralarda yer vererek genç iş gücünün ehemmiyetini Türkiye’ye birinci hatırlatanlardan biri olan TOBB Lideri Rıfat Hisarcıklıoğlu’na da bir defa daha teşekkür etmek istiyorum.
– Bugün Türkiye’de hanımın iş dünyasındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çalışma hayatında, sivil toplum kuruluşlarında ve derneklerde sorumluluklar alan ve bu alanlardaki zorlukları deneyimlemiş bir iş insanı olarak, bayanlarımızın bilhassa karar verici düzenekte yer alması gerektiğini her fırsatta lisana getiriyorum.
Bugün Avrupa ülkelerinde bayan istihdamı yüzde 60, dünya ortalaması ise yüzde 50’nin üzerinde. Ülkemiz ise yüzde 30’larda yer alan bayanların iş gücüne iştirak oranı ile maalesef bu ortalamanın altında kalıyor. halbuki sürdürülebilir kalkınmanın yolu, bayanları da ekonomik sisteme iş gücü ve teşebbüsçü olarak entegre etmekten geçiyor. Yaklaşık 1.4 milyon girişimciye sahip olan Türkiye’de bayan teşebbüsçü sayımız, son beş yılda yüzde 40 artmasına karşın 100 bin hududuna anca ulaştı. Bizim de temel stratejimiz, hayatın her alanında olduğu üzere iş dünyamızda da bayanlarımızın daha aktif ve kuvvetli bir biçimde yer almasını sağlamak olmalı.
‘Hep daha güzelini yapmaya efor gösterdim’
– Bir yandan da Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Endüstrici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) liderisiniz. Bu dernek için amaçlarınız neler?
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi, tüm altyapı yatırımlarını tamamlamış, 50 bin bireye istihdam sağlayan, 5 milyar dolar ihracat kapasitesine sahip kuvvetli bir bölge. Öncelikle bu aile içerisinde olmaktan daima gurur duydum. 2019 genel şurasında seçilirken idare olarak birinci maksadımızın; endüstride dijital dönüşümü süratle gerçekleştirip, dünya ticaretinde bu istikamette yerimizi almak olduğunu lisana getirmiştim. Bu istikamette biroldukça çalışmayı hayata geçirip, sanayicimizin yaralanmasını sağladık. Çalışmalarımız hâlâ son süratle devam ediyor. Bugünlerde gündemimizde pandemi ile bir arada hayatımıza daha süratli giren ‘dijital pazarlama’ konusu bulunmakta. Dünya dijitale dönerken sistemi çalıştırmak için istihdam gerekeceğini öngorerek, ayrıntılı bir eğitim süreci başlatmaya hazırlanıyoruz. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ile yaptığımız bu çalışmada epey kıymetli bir istihdam açığını kapatmaya odaklanacağız.
– İdare konseyi lideri olduğunuz Nil-San Dokuma için planlarınızdan da bahsedelim…
Nil-San, kurulduğu 2002’den bu yana 70 ülkeye ihracat yapan, entegre bir üretim tesisidir. Çoğunlukla Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın biroldukca noktasıyla ticaretimiz mevcut. Dokuma daima kendini yenileyen, teknoloji odaklı bir bölümdür. Yeni yatırımlar olağan olarak her vakit gündemimizde. Fakat önümüzü nazaranbileceğimiz bir yer oluşmasını bekliyoruz. Yakın vakitte otel konseptiyle ilgili hizmet vermek için yeni bir marka daha kurduk. İnşallah ilerleyen aylarda bu alanda da gerek Türkiye gerek dünya piyasasında marka haline gelmeyi hedefliyoruz.
– Bu ağır tempoda iş ve özel hayat içindeki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
Üniversite öğrencisiyken iş hayatına atıldım. Çalışma temposu epeyce erken yaşlarda rutinimin ortasında yerini almıştı. ötürüsıyla arkadaşlarım ve ailem de bu sürate alışkın.
– İleride siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?
Ben her vakit ortasında bulunduğum bakılırsav ve sorumlulukları layıkıyla yerine getirmeye çalıştım. Daima daha güzelini yapmaya gayret gösterdim. Artık de devam eden TÜGİAD ve DOSABSİAD Başkanlığı misyonumu en güzel biçimde, hayli çalışarak yerine getirmeye çalışıyorum. Gelecek ne getirir bilemiyorum. Şimdilik siyaset üzere bir fikrim olmamakla birlikte, vakti geldiğinde bir nazaranv üstlenmem gerekirse bir daha tıpkı şuurla ve daima daha düzgününü planlayarak yapacağıma eminim.
– TÜGİAD’ın 35 yıllık tarihli birinci bayan idare heyeti liderisiniz. 35 yıl daha sonra bir birincisi başarmak nasıl bir his?
TÜGİAD üzere kuvvetli bir kurumda 35 yıl daha sonra birinci bayan lider olmak gurur verici. Bunu farkındalık oluşturmak için lisana getirmekten çekinmiyorum. Fakat olağan olarak bayan olduğum için değil, başarılı olacağıma inanıldığı için bugün bu bakılırsavin başındayım. Bu sebeple üstüme iki kat sorumluluk yüklenmekte ve daha hoş projeler üretmek için daha epeyce çalışmak gerekmekte. Hem TÜGİAD hem DOSABSİAD’ın birinci bayan lideri olmak önemli sorumluluklar yüklüyor. Buralarda yalnızca Nilüfer Çevikel’i değil, tüm bayanları temsil ediyorum. Bu yüzden de daima çalışıp, başkanlığını yaptığım dernekleri ileriye taşımak üzere bir vizyonum var. Bir yandan da bayanlara örnek olduğumu bilmenin verdiği onur ve gururu yaşıyorum.
– Meslek hedeflerinizde TÜGİAD’ın idaresinde yer almayı düşlediniz mi? Sizin için değeri nedir?
TÜGİAD Ailesi içerisinde evvelki devirlerden beri yer alıyorum. Gelecekle ilgili bu biçimde bir hayalim yoktu. Kaidelerin şekillenmesine bakılırsa, arkadaşlarımın da istekleriyle idare konseyi lideri seçildim. bu biçimde bir kurumun başında olmak şüphesiz gurur verici. Çok kıymetli beşerlerle, değerli çalışmalar yapıyoruz. Bu durum hem şahsım ismine tıpkı vakitte bir arada çalıştığımız şahıslar ismine son derece keyifli.
– Bayan lider olarak karşılaştığınız zorluklar var mı?
Bayanlar her ne kadar son devirde desteklense de hâlâ yönetici, başkan ya da işveren konumunda kâfi sayıda değiller. Teşebbüsçü kişi bayan ise, bir biçimde yoluna müdahale edilmeden devam edebiliyor. Lakin ikinci ve üçüncü nesil jenerasyonlarda özellikle sanayi bölgelerine bakıldığında fazlaca fazla bayan olmadığını görüyoruz. Genelde bayanlar şirketin finansman, muhasebe, pazarlama ya da başka alanlarında çalışıyor. Bu birtakım kimi sorumluluktan kaçınmasından kaynaklansa da sıklıkla tam yetkilendirilmemesinden kaynaklanıyor. DOSABSİAD’a aday olduğumda önemli manada bayan endüstrici bulmakta zorlandık. 33 yıl daha sonra birinci bayan lider olarak geldiğimizde de o şevk ve hırsla bayanların neler yapabileceğini ispatlamak için harikulade bir çalışma içerisine girdik.
Tüm arkadaşlarımızın takviyesi ile derneğimizi ulusala taşıdık ve bu bize bir yıl içerisinde üç değerli ödül getirdi. TÜGİAD’da da tıpkı hırs ve şevkle kendi işimizde çalışır üzere çalışıyoruz. Maddi-manevi emek veriyor ve epeyce önemli vakit harcıyoruz. Gerek ulusalda gerekse uluslariçinde yeni şubeler açıyoruz. Dayanılmaz bir talep var TÜGİAD’lı olabilmek için…
– İdareye geldiğinizden bu yana neler değişti?
TÜGİAD’da bakılırsave gelir gelmez birinci olarak ‘iş adamları’ ibaresini, ‘iş insanları’ olarak değiştirdik. Bunun da ismine yakışır biçimde idare konseyimizi erkek ve bayan olarak yarı yarıya oluşturduk. Bayan üye sayımızı da artırıyoruz. Burada cinsiyetçi yaklaşmıyoruz. Başarılı olması, bu işe gönül vermesi, vizyoner olması, bölümünde güçlü olması üzere özellikler tercih sebeplerimiz.
– Dernek için yapılacaklar listenizde neler var?
Yalnızca dernek için değil, ülkemiz için yapılacak fazlaca iş var. Bunların en başında daha fazlaca çalışmak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bu ülkeyi daha ileriye götürmek var. Biz kadın-erkek hem iktisada hem kendimize katma kıymet sağlıyoruz. Daha fazla ihracat, daha fazla yatırım ve istihdam sağlamak her birimizin bu ülkeye borcu ve son nefesimize kadar bunun için çalışacağız.
Ülkemizi memleketler arası arenada TÜGİAD vizyonu ile en hoş biçimde temsil ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz. Bizler ve bizim üzere tüm STK’lar bu ülkenin geleceğini inşa ediyor. Ortamıza aldığımız yeni arkadaşlarımızla bu halkayı daha da genişleterek çalışmalarımızı hızlandıracağız.
İdarelerde bayan sayısındaki artışla bu sene G20 Zirvesi’nin Roma’daki raporlarında G20 ülkeleri içerisinde Fransa ve Kanada’dan daha sonra üçüncü sıraya yükseldik. İnşallah birinci olduğumuzu da goreceğiz. Bayanlara ve gençlere 2009’da özellikle Ticaret Odaları’nda şuralarda yer vererek genç iş gücünün ehemmiyetini Türkiye’ye birinci hatırlatanlardan biri olan TOBB Lideri Rıfat Hisarcıklıoğlu’na da bir defa daha teşekkür etmek istiyorum.
– Bugün Türkiye’de hanımın iş dünyasındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çalışma hayatında, sivil toplum kuruluşlarında ve derneklerde sorumluluklar alan ve bu alanlardaki zorlukları deneyimlemiş bir iş insanı olarak, bayanlarımızın bilhassa karar verici düzenekte yer alması gerektiğini her fırsatta lisana getiriyorum.
Bugün Avrupa ülkelerinde bayan istihdamı yüzde 60, dünya ortalaması ise yüzde 50’nin üzerinde. Ülkemiz ise yüzde 30’larda yer alan bayanların iş gücüne iştirak oranı ile maalesef bu ortalamanın altında kalıyor. halbuki sürdürülebilir kalkınmanın yolu, bayanları da ekonomik sisteme iş gücü ve teşebbüsçü olarak entegre etmekten geçiyor. Yaklaşık 1.4 milyon girişimciye sahip olan Türkiye’de bayan teşebbüsçü sayımız, son beş yılda yüzde 40 artmasına karşın 100 bin hududuna anca ulaştı. Bizim de temel stratejimiz, hayatın her alanında olduğu üzere iş dünyamızda da bayanlarımızın daha aktif ve kuvvetli bir biçimde yer almasını sağlamak olmalı.
‘Hep daha güzelini yapmaya efor gösterdim’
– Bir yandan da Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Endüstrici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) liderisiniz. Bu dernek için amaçlarınız neler?
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi, tüm altyapı yatırımlarını tamamlamış, 50 bin bireye istihdam sağlayan, 5 milyar dolar ihracat kapasitesine sahip kuvvetli bir bölge. Öncelikle bu aile içerisinde olmaktan daima gurur duydum. 2019 genel şurasında seçilirken idare olarak birinci maksadımızın; endüstride dijital dönüşümü süratle gerçekleştirip, dünya ticaretinde bu istikamette yerimizi almak olduğunu lisana getirmiştim. Bu istikamette biroldukça çalışmayı hayata geçirip, sanayicimizin yaralanmasını sağladık. Çalışmalarımız hâlâ son süratle devam ediyor. Bugünlerde gündemimizde pandemi ile bir arada hayatımıza daha süratli giren ‘dijital pazarlama’ konusu bulunmakta. Dünya dijitale dönerken sistemi çalıştırmak için istihdam gerekeceğini öngorerek, ayrıntılı bir eğitim süreci başlatmaya hazırlanıyoruz. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ile yaptığımız bu çalışmada epey kıymetli bir istihdam açığını kapatmaya odaklanacağız.
– İdare konseyi lideri olduğunuz Nil-San Dokuma için planlarınızdan da bahsedelim…
Nil-San, kurulduğu 2002’den bu yana 70 ülkeye ihracat yapan, entegre bir üretim tesisidir. Çoğunlukla Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın biroldukca noktasıyla ticaretimiz mevcut. Dokuma daima kendini yenileyen, teknoloji odaklı bir bölümdür. Yeni yatırımlar olağan olarak her vakit gündemimizde. Fakat önümüzü nazaranbileceğimiz bir yer oluşmasını bekliyoruz. Yakın vakitte otel konseptiyle ilgili hizmet vermek için yeni bir marka daha kurduk. İnşallah ilerleyen aylarda bu alanda da gerek Türkiye gerek dünya piyasasında marka haline gelmeyi hedefliyoruz.
– Bu ağır tempoda iş ve özel hayat içindeki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
Üniversite öğrencisiyken iş hayatına atıldım. Çalışma temposu epeyce erken yaşlarda rutinimin ortasında yerini almıştı. ötürüsıyla arkadaşlarım ve ailem de bu sürate alışkın.
– İleride siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?
Ben her vakit ortasında bulunduğum bakılırsav ve sorumlulukları layıkıyla yerine getirmeye çalıştım. Daima daha güzelini yapmaya gayret gösterdim. Artık de devam eden TÜGİAD ve DOSABSİAD Başkanlığı misyonumu en güzel biçimde, hayli çalışarak yerine getirmeye çalışıyorum. Gelecek ne getirir bilemiyorum. Şimdilik siyaset üzere bir fikrim olmamakla birlikte, vakti geldiğinde bir nazaranv üstlenmem gerekirse bir daha tıpkı şuurla ve daima daha düzgününü planlayarak yapacağıma eminim.