semaver
Active member
MHP, göç raporunda, iktidarın mültecilerle ilgili uygulamaları sert lisanla eleştiriyor MHP, hazırladığı “Sınır Aşan Göçler Kurulu Raporu”nda ittifak ortağı AKP’yi eleştirdi. MHP’nin raporunda, AKP’nin göçmen siyasetine, “400 bin Türkün istihdamı engellendi”, “harcanan 38.5 milyar dolarla Ford-Otosan’ın 6 kat büyüğü kurulabilir, bu şirkette 79 bin istihdam sağlanabilirdi”, “Geri dönüş kısa müddette mümkün değil’ demekle “sorun 100 yıl daha uzar” üzere sert tenkitler getirildi. Raporda, “kayıt dışı istihdam ve haksız rekabetin önüne geçilmeli”, “vatandaşlık sürecinde Almanya ve Fransa model alınmalı” teklifleri sunuldu.
MHP önderi Devlet Bahçeli’nin Kurban Bayramı’nda, bayramlaşmak için Suriye’ye giden mültecilerle ilgili “Bayram için gidenlerin geri dönmelerine gerek yoktur” kelamları hâlâ tartışılırken raporda da “geri dönüş” öncelikli tahlil olarak öneriliyor. Suriyeli göçmenler üzerinden “göçmenlerin entegrasyonu” ile ilgili süreçte Türkiye’nin yabancılar hukukunun temel metni olan 6458 sayılı yasanın entegrasyonu yönetme açısından “yetersiz olduğu” vurgulanıyor. Bu yetersizliğin de “Türkiye’nin bilhassa Suriyelilere vatandaşlık verilmesinde kendisini gösterdiğine” dikkat çekiliyor.
Almanya ve Fransa’daki “mültecilerin vatandaşlık kazanma sistemi” önerilirken, bu ülkelerde vatandaşlık kazanılmasında “dil yeterliliği ve konut sahibi ülkeye ait çeşitli ayrıntıların sınandığı imtihanlar ile entegrasyon kurslarının tamamlanması” üzere süreçlerin zorunluluğuna işaret ediliyor.
‘GERİ DÖNSÜNLER İSTENİYOR’
Raporda, şimdiye dek uygulanan “göçmen politikası” da eleştiriliyor. Buna nazaran, Türk toplumunun yüzde 86’sından fazlasının “göçmenlerin işlerini ellerinden almaları ve fiyatları aşağıya çekmeleri, kabahat oranını artırmaları, süratli nüfus artışının demografik yapıyı değiştirmesi, teröristlerle alakalı çevrelerden gelmeleri, kamu kaynaklarının yerli halk için değil, göçmenler için kullanılması, fazlaca eşlilik ya da çocuk yaşlarındaki kızların evlendirilmesi, çoğunluğunun eğitimlerinin düşük olması, kent hayatına ve Türk kültürüne ahenk sorunu yaşamaları, vatanını savunmak yerine ülkelerinden kaçmaları ve birtakım vilayetlerde kiraları artırmaları” üzere niçinlerle “göçmenlerin dönmelerini istediğinin” altı çizilyor. Toplumun yüzde 75’inin ise “birlikte huzurlu bir ömür kurulamayacağını düşündüğü” de vurgulanıyor. Raporda, iktidarın bugüne kadar mültecilerle ilgili attığı adımlar ve “Geri dönüş kısa vakitte mümkün değildir” denilerek tercih edilecek entegrasyon seçeneğinin de “yüz yılı bulabilecek bir sureci birlikteinde getireceğinin” altı çizildi. l ANKARA
RAPORDAKİ TAHLİL TEKLİFLERİ
– Geleceğe dönük iktisadi çalışmalarla Suriyeliler de işgücü planlanmasına dahil edilmeli.
– Hudut dışı düzeneğinin açılabilmesi için Suriye’de terörden arındırılan bölgelerin inançlı ilan edilmesine ait çalışmalar yürütülmeli.
– Süreksiz müdafaa kapsamındaki yabancılar için hudut dışı kararı bulunmayan 6458 sayılı yasa uygun hale getirilmeli.
– Mültecilere yönelik kamu kurumlarınca başka uygulamalar yapılmamalı ve mevzuat Türk vatandaşı için ne gerektiriyorsa, yabancıya da motamot uygulanmalı.
– Vatandaşlık süreci bir tertibe konulmalı. Almanya-Fransa’daki üzere sistem uygulanmalı.
– Türkiye’nin ekonomik güç süreçlerinin neredeyse hiç bitmediği dikkate alınarak, iktisadi faaliyetler planlanmalı.
– Suriyeliler başta olmak üzere milletlerarası koruma/geçici muhafaza talep eden yabancıların kayıtlı istihdamı konusunda kararlı bir duruş sergilenmeli. Zira kayıt dışı istihdam haksız rekabete ve kamu gelirlerinin azalmasına niye olmasının yanında kayıt dışı çalışan bireylerin toplumsal hakları ile gelecekleri açısından da kıymetlidir.
MHP önderi Devlet Bahçeli’nin Kurban Bayramı’nda, bayramlaşmak için Suriye’ye giden mültecilerle ilgili “Bayram için gidenlerin geri dönmelerine gerek yoktur” kelamları hâlâ tartışılırken raporda da “geri dönüş” öncelikli tahlil olarak öneriliyor. Suriyeli göçmenler üzerinden “göçmenlerin entegrasyonu” ile ilgili süreçte Türkiye’nin yabancılar hukukunun temel metni olan 6458 sayılı yasanın entegrasyonu yönetme açısından “yetersiz olduğu” vurgulanıyor. Bu yetersizliğin de “Türkiye’nin bilhassa Suriyelilere vatandaşlık verilmesinde kendisini gösterdiğine” dikkat çekiliyor.
Almanya ve Fransa’daki “mültecilerin vatandaşlık kazanma sistemi” önerilirken, bu ülkelerde vatandaşlık kazanılmasında “dil yeterliliği ve konut sahibi ülkeye ait çeşitli ayrıntıların sınandığı imtihanlar ile entegrasyon kurslarının tamamlanması” üzere süreçlerin zorunluluğuna işaret ediliyor.
‘GERİ DÖNSÜNLER İSTENİYOR’
Raporda, şimdiye dek uygulanan “göçmen politikası” da eleştiriliyor. Buna nazaran, Türk toplumunun yüzde 86’sından fazlasının “göçmenlerin işlerini ellerinden almaları ve fiyatları aşağıya çekmeleri, kabahat oranını artırmaları, süratli nüfus artışının demografik yapıyı değiştirmesi, teröristlerle alakalı çevrelerden gelmeleri, kamu kaynaklarının yerli halk için değil, göçmenler için kullanılması, fazlaca eşlilik ya da çocuk yaşlarındaki kızların evlendirilmesi, çoğunluğunun eğitimlerinin düşük olması, kent hayatına ve Türk kültürüne ahenk sorunu yaşamaları, vatanını savunmak yerine ülkelerinden kaçmaları ve birtakım vilayetlerde kiraları artırmaları” üzere niçinlerle “göçmenlerin dönmelerini istediğinin” altı çizilyor. Toplumun yüzde 75’inin ise “birlikte huzurlu bir ömür kurulamayacağını düşündüğü” de vurgulanıyor. Raporda, iktidarın bugüne kadar mültecilerle ilgili attığı adımlar ve “Geri dönüş kısa vakitte mümkün değildir” denilerek tercih edilecek entegrasyon seçeneğinin de “yüz yılı bulabilecek bir sureci birlikteinde getireceğinin” altı çizildi. l ANKARA
RAPORDAKİ TAHLİL TEKLİFLERİ
– Geleceğe dönük iktisadi çalışmalarla Suriyeliler de işgücü planlanmasına dahil edilmeli.
– Hudut dışı düzeneğinin açılabilmesi için Suriye’de terörden arındırılan bölgelerin inançlı ilan edilmesine ait çalışmalar yürütülmeli.
– Süreksiz müdafaa kapsamındaki yabancılar için hudut dışı kararı bulunmayan 6458 sayılı yasa uygun hale getirilmeli.
– Mültecilere yönelik kamu kurumlarınca başka uygulamalar yapılmamalı ve mevzuat Türk vatandaşı için ne gerektiriyorsa, yabancıya da motamot uygulanmalı.
– Vatandaşlık süreci bir tertibe konulmalı. Almanya-Fransa’daki üzere sistem uygulanmalı.
– Türkiye’nin ekonomik güç süreçlerinin neredeyse hiç bitmediği dikkate alınarak, iktisadi faaliyetler planlanmalı.
– Suriyeliler başta olmak üzere milletlerarası koruma/geçici muhafaza talep eden yabancıların kayıtlı istihdamı konusunda kararlı bir duruş sergilenmeli. Zira kayıt dışı istihdam haksız rekabete ve kamu gelirlerinin azalmasına niye olmasının yanında kayıt dışı çalışan bireylerin toplumsal hakları ile gelecekleri açısından da kıymetlidir.