erkan_623
New member
İzmir’de sıhhat meseleleri yaşayan çocuğuna doğal bal yedirmek için 2 kovanla başladığı arıcılıkta bir muvaffakiyet kıssasına imza atan anne, genç kızları arıcılığa kazandırmak istiyor. Seferihisar ilçesinde yaşayan sıhhat memuru Aslıhan Özşahin, bağışıklık sistemi zayıf olan ve daima hastalanan oğluna şifa olması emeliyle konutunun bahçesine koyduğu 2 kovanda bal üretimine başladı.
2 KOVANDAN 450 KOVANA ULAŞTI
vakit içinde arıcılığı fazlaca seven ve aldığı eğitimlerle bu işi şuurlu olarak yürüten Özşahin, eşi ve iki oğlunun dayanağıyla, son devirde ıslahı yapılan Ege arısı çeşidinin kraliçelerini üretmeye karar verdi. Yüksek bal randımanıyla tercih bakılırsan bu tipe olan talebin artmasıyla kapasiteyi 450 kovana ulaştıran Özşahin, bir kraliçe arıyla başladığı işinde geçen yıl 7 bin arılık kapasiteye ulaştı. Başarılı teşebbüsçü, işini öğretmek üzere 6 genç kıza istihdam kapısı açtı.
ŞUURLU VE YANLIŞSIZ ÜRETİM
Aslıhan Özşahin, AA muhabirine, arıcılığa başladıktan daha sonra kendisini bulduğunu, tabiata daha epeyce hürmet duymaya başladığını belirtti.Bu işle ilgili yerli ve yabancı eğitmenlerden ders aldığını, bu süreçte Türkiye’de bu işin şuurlu yapılmadığını gördüğünü aktaran Özşahin, elde ettiği muvaffakiyetin aslında şuurlu ve yanlışsız üretimin bir kararı olduğunu kaydetti. Türkiye’nin dört bir yanına kraliçe arı gönderdiklerini vurgulayan Özşahin, şöyleki devam etti: “Yapay tohumlama olmadan kraliçelerimizi yetiştiriyoruz. Bu mevzuda kısa müddette yeterli bir isme sahip olduk. Sabahın erken saatinde kalkıp hava kararana kadar çalışıyoruz. 450 kovanım var. Bunların bir kısmını kraliçe üretmek, bir kısmını bal, bir kısmını da koloni satışı için tutuyoruz.Bu işe başladığımda ‘kızım sen memursun ne işin var, 1-2 sene yapıp bıkarsın’ diyenler vardı. Bu hususta taş koyan olmadı fakat destekleyen de olmadı. Onlar o denli dedikçe ‘ben bu işi yaparım’ diyorsun. Kendimi bulduğum bir iş oldu. Zorlukları hayli fazla, bilhassa fiziki zorluğu epeyce.”
ARICILIK BAYANLARA UYGUN BİR MESLEK
Arıcılığın bayanlar için uygun bir meslek alanı olduğunu, bu mesleği bilhassa genç kızlara aşılamak istediğini söyleyen Özşahin, daha fazla hanımın arıcılık yapmasını istediğini lisana getirdi.Özşahin, kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Hedefim Türkiye’deki kız çocukları. Ben de kız çocuğu annesiyim ve kızımı güç kurallarda okuttum. Arıcılığı öğrendim ve riskleri nasıl yönetebileceğimi biliyorum. Öğrendiklerimi bu işe ilgi duyan genç kızlara öğretmek, hem kendi işletmemi kurumsallaştırmak birebir vakitte bu işi bilinçsiz yapanların elinden almak istiyorum. Meslek sahibi olmayan kız çocuklarının hem tabiatta kendilerini bulmasını tıpkı vakitte meslek sahibi olmalarını istiyorum. Bu hususta 6 genç kızımızla çalışıyoruz. Koloni ikram ettiğim kızlar da var.”
KAYNAK: AA
2 KOVANDAN 450 KOVANA ULAŞTI
vakit içinde arıcılığı fazlaca seven ve aldığı eğitimlerle bu işi şuurlu olarak yürüten Özşahin, eşi ve iki oğlunun dayanağıyla, son devirde ıslahı yapılan Ege arısı çeşidinin kraliçelerini üretmeye karar verdi. Yüksek bal randımanıyla tercih bakılırsan bu tipe olan talebin artmasıyla kapasiteyi 450 kovana ulaştıran Özşahin, bir kraliçe arıyla başladığı işinde geçen yıl 7 bin arılık kapasiteye ulaştı. Başarılı teşebbüsçü, işini öğretmek üzere 6 genç kıza istihdam kapısı açtı.
ŞUURLU VE YANLIŞSIZ ÜRETİM
Aslıhan Özşahin, AA muhabirine, arıcılığa başladıktan daha sonra kendisini bulduğunu, tabiata daha epeyce hürmet duymaya başladığını belirtti.Bu işle ilgili yerli ve yabancı eğitmenlerden ders aldığını, bu süreçte Türkiye’de bu işin şuurlu yapılmadığını gördüğünü aktaran Özşahin, elde ettiği muvaffakiyetin aslında şuurlu ve yanlışsız üretimin bir kararı olduğunu kaydetti. Türkiye’nin dört bir yanına kraliçe arı gönderdiklerini vurgulayan Özşahin, şöyleki devam etti: “Yapay tohumlama olmadan kraliçelerimizi yetiştiriyoruz. Bu mevzuda kısa müddette yeterli bir isme sahip olduk. Sabahın erken saatinde kalkıp hava kararana kadar çalışıyoruz. 450 kovanım var. Bunların bir kısmını kraliçe üretmek, bir kısmını bal, bir kısmını da koloni satışı için tutuyoruz.Bu işe başladığımda ‘kızım sen memursun ne işin var, 1-2 sene yapıp bıkarsın’ diyenler vardı. Bu hususta taş koyan olmadı fakat destekleyen de olmadı. Onlar o denli dedikçe ‘ben bu işi yaparım’ diyorsun. Kendimi bulduğum bir iş oldu. Zorlukları hayli fazla, bilhassa fiziki zorluğu epeyce.”
ARICILIK BAYANLARA UYGUN BİR MESLEK
Arıcılığın bayanlar için uygun bir meslek alanı olduğunu, bu mesleği bilhassa genç kızlara aşılamak istediğini söyleyen Özşahin, daha fazla hanımın arıcılık yapmasını istediğini lisana getirdi.Özşahin, kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Hedefim Türkiye’deki kız çocukları. Ben de kız çocuğu annesiyim ve kızımı güç kurallarda okuttum. Arıcılığı öğrendim ve riskleri nasıl yönetebileceğimi biliyorum. Öğrendiklerimi bu işe ilgi duyan genç kızlara öğretmek, hem kendi işletmemi kurumsallaştırmak birebir vakitte bu işi bilinçsiz yapanların elinden almak istiyorum. Meslek sahibi olmayan kız çocuklarının hem tabiatta kendilerini bulmasını tıpkı vakitte meslek sahibi olmalarını istiyorum. Bu hususta 6 genç kızımızla çalışıyoruz. Koloni ikram ettiğim kızlar da var.”
KAYNAK: AA