Türkiye Kamu-Sen Genel Lider Önder Kahveci, Türkiye Kamu-Sen 7. Olağan Genel Şurasında yaptığı konuşmada, konfederasyonun çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Konfederasyonun yetkili olduğu periyotlarda, kamu bakılırsavlilerinin alım gücünü yükseltmek için kıymetli adımlar atılmasını sağladığını tabir eden Kahveci, bugün memur maaşlarının yaklaşık dörtte birini oluşturan ek ödeme, aylık 167 liraya denk gelen toplu kontrat ikramiyesi, kamu çalışanlarına ek bir derece verilmesi, vekil imamlar ve kontratlı işçinin takıma geçirilmesi, sicil ve disiplin affı, mecburî tasarruf üzere kazanımlarda Türkiye Kamu-Sen’in imzası bulunduğunu söylemiş oldu.
Fakat ondan sonrasında yetkiyi alan konfederasyonun, bu emanete layıkıyla sahip çıkamadığını tez eden Kahveci, toplu toplantıdan toplu mukavele sistemine geçilmesine karşın kamu çalışanlarının meselelerine tahlil üretilemediğini öne sürdü.
Kahveci, enflasyon temelli maaş artırımının “sıfır zam” manasına geldiği için alım gücünü düşürdüğünü, bu niçinle hedeflenen enflasyona nazaran belirlenen maaş artırımı uygulamasına son verilmesi gerektiğini kaydetti.
Esnek istihdama karşı olduklarını söz eden Kahveci, “Sözleşmeli istihdamına son verilmeli, teminatsız istihdam gündemden çıkarılmalıdır.” dedi.
Kahveci, ekonomik gelişmeler karşısında maaş artırımlarının kâfi olmadığını belirterek, “Mutlak suretle refah hissesi uygulamasına geçilmeli, enflasyon farkı aylık olarak maaşlara yansıtılmalıdır. Çalışanların alım gücünü fakat bu türlü artırabiliriz. Ek ödeme, aile ve doğum yardımı ile nöbet fiyatı üzere maaş dışı ödemelere ayrıyeten artış yapılmalıdır.” diye konuştu.
“Pazarlık masasını bir daha şekillendirmemiz gerekiyor”
Türkiye Kamu-Sen’in, deneyimi, yetkinliği, aksiyon ve etkinlikleriyle sendikacılığın parlayan yıldızı ve asıl adresi olduğunu lisana getiren Kahveci, şu biçimde devam etti:
“Sonuç alıcı bir toplu kontrat sistemi için kesinlikle pazarlık masasını bir daha şekillendirmemiz gerekiyor. Memur ve emeklilerimizin geleceği ismine, toplu mukaveleleri iştirakçi ve sonuç alıcı bir noktaya taşımak zorundayız. Masada memurların geniş bir biçimde temsil edilmesi ve heyetin çoğunluğuna bağlı bir imza sistemine geçilmesi lazım. Açık ve net söylüyorum, 4 milyon kamu vazifelisi, 2 milyon emeklimizin 2 yıllık fiyat artışı, toplu pazarlık masasında bir kişinin iradesine bırakılamaz. İtiraz düzenekleri da bir daha düzenlenmelidir. Genel toplu mukavele ile hizmet kolu toplu mukaveleleri birbirinden ayrılmalı. 2023’te yapılacak toplu kontratlarda kesinlikle genel toplu mukaveleyi, hizmet toplu kontratlarını de başka yapmamız lazım. Bu çalışanların lehine olacak durumdur.”
Kurum ve meslek sendikacılığının, tıpkı hizmet kolu ortasında birbirine aksi sendikal çabayı körüklediğini belirten Kahveci, bu mevzuda ivedilikle bir düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı. Kahveci, “Amacı sendikacılık, memurun problemi olanlar sendikalarında var olsunlar. Bu mevzuda toplu mukavelelerde koymuş olduğumuz baraj sıkıntısı önemli manada gündeme alınmalı. Daha katı bir baraj sistemi getirilmelidir. Baraj konusu doğrudur. Kamu-Sen sonuna kadar ardında durmaya devam edecektir.” dedi.
Sendikacılığın toplu mukaveleden ibaret olmadığını vurgulayan Kahveci, şunları kaydetti:
“Gündemimizin birinci sırasında kırmızı çizgimiz olan memurluk teminatının korunması, süreksiz işçi, vekil, kontratlı, idari hizmet kontratlı üzere istihdam biçimlerinin kaldırılması bulunuyor. Bu çerçevede toplu mukavele kararı de olan bütün garantisiz kontratlı çalışanın takıma geçirilmesi konusundaki düzenleme süratli bir biçimde hayata geçirilmelidir. 4/C’den 4/B’ye geçen çalışanlarımızın sıkıntılarını çözmek için gayretimiz sürecek.
3600 ek gösterge inşallah bu süreç içerisinde çözülecek. Bütün memurların uzun senelerdan gelen beklentisinin aşikâr meslek kümelerinden öteye toptan ele alınarak kapsamlı bir çalışma yapılması lazım. Dört meslek kümesiyle hudutlu kalırsa fazlaca önemli problemler yaşarız, çalışma barışını zedeler. Tüm çalışanlarımızı kapsayacak biçimde adaletli, hakkaniyetli bir 3600 ek gösterge düzenlemesi bir an evvel hayata geçirilmeli.”
MHP’ye teşekkür
Türk-İş Genel Lideri Ergün Atalay da her insanın özgürce istediği sendikaya üye olması gerektiğini belirterek, “Belediye lideri da karışmasın, siyasetçi de karışmasın.” dedi.
Kıdem tazminatına değinen ve dayanakları için MHP’ye teşekkür eden Atalay, “Emeğinize sıhhat. Kıdem tazminatı yoksa sendikacılık yapmanın bir manası yok. Türk-İş’te oturmanın da bir manası yok.” tabirlerini kullandı.
Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem de sendikal faaliyetlerin çalışma hayatının ayrılmaz bir kesimi olduğunu belirterek, Bakanlığın çalışan ile patron içindeki dengeyi müdafaaya çalışan ve bu doğrultuda düzenlemeler, yasa çalışmaları ve mevzuat altyapısını hazırlayan bir faaliyet yürüttüğünü söylemiş oldu.
3600 ek göstergeyle ilgili çalışma yapıldığını anımsatan Ertem, “Memur çalışanlarımız açısından 3600 ek göstergeyle ilgili bir faaliyetimiz, uğraşımız vardır. Salı günü Bakanlığımızın konut sahipliğinde 3. toplantısını gerçekleştirecek. İnanıyorum ki çalışanlarımız ismine bu yıl içerisinde bu göstergeyle alakalı olan faaliyet, çalışma, iyi sonuçlar verecektir.” dedi.
“2023 seçimleri Türkiye’nin yazgı seçimidir”
MHP Genel Lider Yardımcısı Yaşar Yıldırım, Kovid-19 salgını ile iç ve dış siyasetteki gelişmelere değindi.
Bu gelişmelerin getirdiği bir ekonomik kasvet yaşandığını belirten Yıldırım, “Bu çözülecek, biz çözeceğiz. Bu sorunu çözecek Türkiye’deki siyasi oluşum Cumhur İttifakı’dır. Bu süreç içerisinde dar gelirlimizi, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeden enflasyonu denetim altına alarak, atlatacağız.” diye konuştu.
Türkiye’nin terörle çaba ve global güç olma yolunda bir problemi bulunmadığını belirten Yıldırım, şunları söylemiş oldu:
“2023 seçimleri Türkiye’nin baht seçimidir. Türkiye’yi global bir güç haline getiren, Türk Devletleri Teşkilatını kuran bir Cumhur İttifakı var. Bu süreç, ülkenin, bölgenin ve insanımızın geleceğiyle ilgilidir. Önümüzdeki seçimde Cumhur İttifakı’na ve ittifakın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Erdoğan’a takviye istiyoruz.”
Büşra Kayalı Durmaz’a “Yılın Annesi” mükafatı
Konuşmaların akabinde konfederasyon ismine, terk edilmiş “Nisa Mihriban” isimli bebeği emziren acil tıp teknikeri Büşra Kayalı Durmaz’a “Yılın Annesi” mükafatı verildi.
Mükafatı aldıktan daha sonra konuşma yapan Durmaz, “Bu ülkenin, milletin evladı ve bir anne olarak üzerime düşeni yaptım. Süt annesi olarak Nisa Mihriban bebek için dualarınıza talibim.” dedi.
Durmaz, başta şehit ve gazi anneleri olmak üzere tüm annelerin Anneler Günü’nü kutladı.
Okumaya devam et...
Konfederasyonun yetkili olduğu periyotlarda, kamu bakılırsavlilerinin alım gücünü yükseltmek için kıymetli adımlar atılmasını sağladığını tabir eden Kahveci, bugün memur maaşlarının yaklaşık dörtte birini oluşturan ek ödeme, aylık 167 liraya denk gelen toplu kontrat ikramiyesi, kamu çalışanlarına ek bir derece verilmesi, vekil imamlar ve kontratlı işçinin takıma geçirilmesi, sicil ve disiplin affı, mecburî tasarruf üzere kazanımlarda Türkiye Kamu-Sen’in imzası bulunduğunu söylemiş oldu.
Fakat ondan sonrasında yetkiyi alan konfederasyonun, bu emanete layıkıyla sahip çıkamadığını tez eden Kahveci, toplu toplantıdan toplu mukavele sistemine geçilmesine karşın kamu çalışanlarının meselelerine tahlil üretilemediğini öne sürdü.
Kahveci, enflasyon temelli maaş artırımının “sıfır zam” manasına geldiği için alım gücünü düşürdüğünü, bu niçinle hedeflenen enflasyona nazaran belirlenen maaş artırımı uygulamasına son verilmesi gerektiğini kaydetti.
Esnek istihdama karşı olduklarını söz eden Kahveci, “Sözleşmeli istihdamına son verilmeli, teminatsız istihdam gündemden çıkarılmalıdır.” dedi.
Kahveci, ekonomik gelişmeler karşısında maaş artırımlarının kâfi olmadığını belirterek, “Mutlak suretle refah hissesi uygulamasına geçilmeli, enflasyon farkı aylık olarak maaşlara yansıtılmalıdır. Çalışanların alım gücünü fakat bu türlü artırabiliriz. Ek ödeme, aile ve doğum yardımı ile nöbet fiyatı üzere maaş dışı ödemelere ayrıyeten artış yapılmalıdır.” diye konuştu.
“Pazarlık masasını bir daha şekillendirmemiz gerekiyor”
Türkiye Kamu-Sen’in, deneyimi, yetkinliği, aksiyon ve etkinlikleriyle sendikacılığın parlayan yıldızı ve asıl adresi olduğunu lisana getiren Kahveci, şu biçimde devam etti:
“Sonuç alıcı bir toplu kontrat sistemi için kesinlikle pazarlık masasını bir daha şekillendirmemiz gerekiyor. Memur ve emeklilerimizin geleceği ismine, toplu mukaveleleri iştirakçi ve sonuç alıcı bir noktaya taşımak zorundayız. Masada memurların geniş bir biçimde temsil edilmesi ve heyetin çoğunluğuna bağlı bir imza sistemine geçilmesi lazım. Açık ve net söylüyorum, 4 milyon kamu vazifelisi, 2 milyon emeklimizin 2 yıllık fiyat artışı, toplu pazarlık masasında bir kişinin iradesine bırakılamaz. İtiraz düzenekleri da bir daha düzenlenmelidir. Genel toplu mukavele ile hizmet kolu toplu mukaveleleri birbirinden ayrılmalı. 2023’te yapılacak toplu kontratlarda kesinlikle genel toplu mukaveleyi, hizmet toplu kontratlarını de başka yapmamız lazım. Bu çalışanların lehine olacak durumdur.”
Kurum ve meslek sendikacılığının, tıpkı hizmet kolu ortasında birbirine aksi sendikal çabayı körüklediğini belirten Kahveci, bu mevzuda ivedilikle bir düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı. Kahveci, “Amacı sendikacılık, memurun problemi olanlar sendikalarında var olsunlar. Bu mevzuda toplu mukavelelerde koymuş olduğumuz baraj sıkıntısı önemli manada gündeme alınmalı. Daha katı bir baraj sistemi getirilmelidir. Baraj konusu doğrudur. Kamu-Sen sonuna kadar ardında durmaya devam edecektir.” dedi.
Sendikacılığın toplu mukaveleden ibaret olmadığını vurgulayan Kahveci, şunları kaydetti:
“Gündemimizin birinci sırasında kırmızı çizgimiz olan memurluk teminatının korunması, süreksiz işçi, vekil, kontratlı, idari hizmet kontratlı üzere istihdam biçimlerinin kaldırılması bulunuyor. Bu çerçevede toplu mukavele kararı de olan bütün garantisiz kontratlı çalışanın takıma geçirilmesi konusundaki düzenleme süratli bir biçimde hayata geçirilmelidir. 4/C’den 4/B’ye geçen çalışanlarımızın sıkıntılarını çözmek için gayretimiz sürecek.
3600 ek gösterge inşallah bu süreç içerisinde çözülecek. Bütün memurların uzun senelerdan gelen beklentisinin aşikâr meslek kümelerinden öteye toptan ele alınarak kapsamlı bir çalışma yapılması lazım. Dört meslek kümesiyle hudutlu kalırsa fazlaca önemli problemler yaşarız, çalışma barışını zedeler. Tüm çalışanlarımızı kapsayacak biçimde adaletli, hakkaniyetli bir 3600 ek gösterge düzenlemesi bir an evvel hayata geçirilmeli.”
MHP’ye teşekkür
Türk-İş Genel Lideri Ergün Atalay da her insanın özgürce istediği sendikaya üye olması gerektiğini belirterek, “Belediye lideri da karışmasın, siyasetçi de karışmasın.” dedi.
Kıdem tazminatına değinen ve dayanakları için MHP’ye teşekkür eden Atalay, “Emeğinize sıhhat. Kıdem tazminatı yoksa sendikacılık yapmanın bir manası yok. Türk-İş’te oturmanın da bir manası yok.” tabirlerini kullandı.
Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem de sendikal faaliyetlerin çalışma hayatının ayrılmaz bir kesimi olduğunu belirterek, Bakanlığın çalışan ile patron içindeki dengeyi müdafaaya çalışan ve bu doğrultuda düzenlemeler, yasa çalışmaları ve mevzuat altyapısını hazırlayan bir faaliyet yürüttüğünü söylemiş oldu.
3600 ek göstergeyle ilgili çalışma yapıldığını anımsatan Ertem, “Memur çalışanlarımız açısından 3600 ek göstergeyle ilgili bir faaliyetimiz, uğraşımız vardır. Salı günü Bakanlığımızın konut sahipliğinde 3. toplantısını gerçekleştirecek. İnanıyorum ki çalışanlarımız ismine bu yıl içerisinde bu göstergeyle alakalı olan faaliyet, çalışma, iyi sonuçlar verecektir.” dedi.
“2023 seçimleri Türkiye’nin yazgı seçimidir”
MHP Genel Lider Yardımcısı Yaşar Yıldırım, Kovid-19 salgını ile iç ve dış siyasetteki gelişmelere değindi.
Bu gelişmelerin getirdiği bir ekonomik kasvet yaşandığını belirten Yıldırım, “Bu çözülecek, biz çözeceğiz. Bu sorunu çözecek Türkiye’deki siyasi oluşum Cumhur İttifakı’dır. Bu süreç içerisinde dar gelirlimizi, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeden enflasyonu denetim altına alarak, atlatacağız.” diye konuştu.
Türkiye’nin terörle çaba ve global güç olma yolunda bir problemi bulunmadığını belirten Yıldırım, şunları söylemiş oldu:
“2023 seçimleri Türkiye’nin baht seçimidir. Türkiye’yi global bir güç haline getiren, Türk Devletleri Teşkilatını kuran bir Cumhur İttifakı var. Bu süreç, ülkenin, bölgenin ve insanımızın geleceğiyle ilgilidir. Önümüzdeki seçimde Cumhur İttifakı’na ve ittifakın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Erdoğan’a takviye istiyoruz.”
Büşra Kayalı Durmaz’a “Yılın Annesi” mükafatı
Konuşmaların akabinde konfederasyon ismine, terk edilmiş “Nisa Mihriban” isimli bebeği emziren acil tıp teknikeri Büşra Kayalı Durmaz’a “Yılın Annesi” mükafatı verildi.
Mükafatı aldıktan daha sonra konuşma yapan Durmaz, “Bu ülkenin, milletin evladı ve bir anne olarak üzerime düşeni yaptım. Süt annesi olarak Nisa Mihriban bebek için dualarınıza talibim.” dedi.
Durmaz, başta şehit ve gazi anneleri olmak üzere tüm annelerin Anneler Günü’nü kutladı.
Okumaya devam et...