Forbes’ın haberine bakılırsa, 2019 yılında Wisconsin eyaletinde bir kız çocuğunun kaçırılması ve taciz edilmesi savları üzerine yürütülen federal soruşturmada, Google’dan 16 günlük bir süre boyunca kurbanın ismini, irtibat ayrıntılarını ve annesinin isminin iki hecesini arayan herkesle ilgili bilgi istendi. Google’ın 2020 yılı ortalarında aramayı yapanların hesap ve IP adresi ayrıntılarını soruşturmacılarla paylaştığı bildirildi.
Datalara Adalet Bakanlığı tarafınca eylül ayında yanılgı kararı saklılığı kaldırılan dava evrakı üzerinden ulaşan Forbes, belgede Google tarafınca hesap ve IP ayrıntıları sağlanan kullanıcıların isimlerine yer verilmediğini belirtti.
RASTLANTISAL ARAMA YAPANLAR DA ZAN ALTINDA
Haberde, Google’ın şahsi bilgi paylaşımı talepleri aldığı bilinse de kelam konusu “kelime arama” verisi taleplerinin yasaya uygunluğu ve rastlantısal aramalar yapan bireyleri zan altında bırakması muhtemelliğine dikkat çekildi.
Saklılık uzmanları, bu cins taleplerin emsal oluşturmasının ve bireyleri temelsiz aramalara maruz bırakmasının tasa verici olduğunu ve internet aramaları niçiniyle kimliklerinin isimli makamlarla paylaşılmasından korkan Google kullanıcılarının söz özgürlüğünün ihlal edildiğini savundu.
Forbes’a konuşan Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği gözetleme ve siber güvenlik danışmanı Jennifer Granick, Google’ın arama geçmişi bilgi tabanında yapılan bu cins “avların”, şahısların geçmişte rastgele bir niçinle düşündükleri rastgele bir husus üzerinden kimliklerinin açığa çıkartılmasına niye olduğunu tabir etti.
Granick, şunları kaydetti:
“Önceleri mümkün olmayan bu teknik, Amerikalıların tabir özgürlüğü haklarını tehdit ediyor. Bilhassa de seçilen anahtar sözün ve arama tarihlerinin gereğince dar kapsamlı olmaması durumunda saf insanların ağa takılmaması mümkün değil. Daha da berbatı, polisin bu metodu gizlice uygulaması, kamuoyunda tartışılmasının ve düzenlemeler yapılmasının önüne geçiyor.”
Google sözcüsü ise “Tüm hukuksal taleplerde yürütmenin çalışmalarına dayanak olurken, kullanıcılarımızın şahsi bilgilerini korumak için tasarlanmış ihtimamlı bir müddetçten geçiriyoruz.” tabirini kullandı.
Datalara Adalet Bakanlığı tarafınca eylül ayında yanılgı kararı saklılığı kaldırılan dava evrakı üzerinden ulaşan Forbes, belgede Google tarafınca hesap ve IP ayrıntıları sağlanan kullanıcıların isimlerine yer verilmediğini belirtti.
RASTLANTISAL ARAMA YAPANLAR DA ZAN ALTINDA
Haberde, Google’ın şahsi bilgi paylaşımı talepleri aldığı bilinse de kelam konusu “kelime arama” verisi taleplerinin yasaya uygunluğu ve rastlantısal aramalar yapan bireyleri zan altında bırakması muhtemelliğine dikkat çekildi.
Saklılık uzmanları, bu cins taleplerin emsal oluşturmasının ve bireyleri temelsiz aramalara maruz bırakmasının tasa verici olduğunu ve internet aramaları niçiniyle kimliklerinin isimli makamlarla paylaşılmasından korkan Google kullanıcılarının söz özgürlüğünün ihlal edildiğini savundu.
Forbes’a konuşan Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği gözetleme ve siber güvenlik danışmanı Jennifer Granick, Google’ın arama geçmişi bilgi tabanında yapılan bu cins “avların”, şahısların geçmişte rastgele bir niçinle düşündükleri rastgele bir husus üzerinden kimliklerinin açığa çıkartılmasına niye olduğunu tabir etti.
Granick, şunları kaydetti:
“Önceleri mümkün olmayan bu teknik, Amerikalıların tabir özgürlüğü haklarını tehdit ediyor. Bilhassa de seçilen anahtar sözün ve arama tarihlerinin gereğince dar kapsamlı olmaması durumunda saf insanların ağa takılmaması mümkün değil. Daha da berbatı, polisin bu metodu gizlice uygulaması, kamuoyunda tartışılmasının ve düzenlemeler yapılmasının önüne geçiyor.”
Google sözcüsü ise “Tüm hukuksal taleplerde yürütmenin çalışmalarına dayanak olurken, kullanıcılarımızın şahsi bilgilerini korumak için tasarlanmış ihtimamlı bir müddetçten geçiriyoruz.” tabirini kullandı.