semaver
Active member
Çekmeköy’de ‘Dere Islahı’ denilerek yıkılan gecekonduların yerine site yapıldı ‘BAŞKANIN KÖYLÜSÜ APARTMAN YAPTI’
Farabi Sokak mağdurları Cumhuriyet’e konuştu. Yıkılan gecekondu sahiplerinden Suna Duman, “Yavaş yavaş parseller büyütülüp sokak yok edildi. İmar barışından faydalandık. Temmuz ayında onu aldık fakat ağustosun 2’sinde de bizim gecekondumuzu yıktılar. Mahkeme süreci devam etmesine karşın… Bir münasebet de gösteremediler. 7. Yönetim Mahkemesi’nce yürütmeyi durdurma sonucu çıktı. Bir hafta daha sonra bu karar çıkınca öbür meskenlerin yıkımı durdu. Yıkımla bir arada eş vakitli ise inşaatlar başlamıştı” dedi. Kendilerine evvel dere bandında kaldıklarının söylendiğini belirten Duman, “Dere bandında kalıp kalmadığımızı 9 ay daha sonra öğrendik. Derebandında kaldığı söylenen yere Çekmeköy Belediye Başkanı’nın köylüsü olduğunu söyleyen kişi apartman yaptı. Pekala benim konutum niye yıkıldı? Dere bandının 10 metre yakınındaki konutlar yıkılır kanuna nazaran. Bunlara müsaade veriyorlar fakat dereden 26 metre uzaktaki müstakil konutlarımızı de yıkıyorlar. İSKİ korsan bir biçimde yıktı. Ancak talimatı kim verdi. Çekmeköy Belediyesi verdi” diye konuştu. CİMER’e yazdığı dilekçeye yanlış karşılık verildiğini aktaran Duman, “Mahkeme sonuçlanmış, bütün her şey düşmüş üzere gösterdiler. Burada dümeni çeviren Çekmeköy Belediyesi. Mimarlar Odası’nın açtığı davayı da kazandık. Lakin bir türlü bu dere durmadı. Pendik KİPTAŞ’a kiracı olarak mahkûm edildik. Kiracı mukavelesine en son gittim. Direndiğim için gitmek istemedim. ‘Senin aileni dışarı atarız’ dediler. Ailem yalvardığı için mecburen gidip imzaladım. Benim meskenimi yıktılar burada beni kiracı yaptılar”diye konuştu. Gecekondulardaki insanların ekseriyetle Alevi ve Kürt olduğunu, hizmet alamadıklarını da söyleyen Duman, AKP’li bir komşusunun “Ben senelerca sana hizmet ettim sen benim konutumu niye yıktın” sorusuna belediye liderinin gülerek “Sen de ortada kaynadın” söylemiş olduğini öne sürdü.
‘BETONA GÖMDÜLER’
Ailelere takviye olan Etraf Gönüllüsü Haydar Kaya, “Güncel sözle resmen buradaki fakir insanların malına çöktüler. Bu işi AİHM’ye taşıyacağız. Zira burada ağır derecede bir insan hakkı ihlali var” dedi. Abbas Karakaya ise “İstanbul’daki dereler yalnızca İSKİ’nin eline ve merhametine bırakılırsa 5-10 sen daha sonra hiç bir doğal dere kalmayacak. Motamot bugün Marmara’nın durumuna uyanacağız. Marmara nasıl bugün ölmüşse, çöplüğe dönmüşse… Burası kendi halinde akan bir dereydi, doğal hoşluğu vardı. Lakin betona gömdüler” diye konuştu.
Farabi Sokak mağdurları Cumhuriyet’e konuştu. Yıkılan gecekondu sahiplerinden Suna Duman, “Yavaş yavaş parseller büyütülüp sokak yok edildi. İmar barışından faydalandık. Temmuz ayında onu aldık fakat ağustosun 2’sinde de bizim gecekondumuzu yıktılar. Mahkeme süreci devam etmesine karşın… Bir münasebet de gösteremediler. 7. Yönetim Mahkemesi’nce yürütmeyi durdurma sonucu çıktı. Bir hafta daha sonra bu karar çıkınca öbür meskenlerin yıkımı durdu. Yıkımla bir arada eş vakitli ise inşaatlar başlamıştı” dedi. Kendilerine evvel dere bandında kaldıklarının söylendiğini belirten Duman, “Dere bandında kalıp kalmadığımızı 9 ay daha sonra öğrendik. Derebandında kaldığı söylenen yere Çekmeköy Belediye Başkanı’nın köylüsü olduğunu söyleyen kişi apartman yaptı. Pekala benim konutum niye yıkıldı? Dere bandının 10 metre yakınındaki konutlar yıkılır kanuna nazaran. Bunlara müsaade veriyorlar fakat dereden 26 metre uzaktaki müstakil konutlarımızı de yıkıyorlar. İSKİ korsan bir biçimde yıktı. Ancak talimatı kim verdi. Çekmeköy Belediyesi verdi” diye konuştu. CİMER’e yazdığı dilekçeye yanlış karşılık verildiğini aktaran Duman, “Mahkeme sonuçlanmış, bütün her şey düşmüş üzere gösterdiler. Burada dümeni çeviren Çekmeköy Belediyesi. Mimarlar Odası’nın açtığı davayı da kazandık. Lakin bir türlü bu dere durmadı. Pendik KİPTAŞ’a kiracı olarak mahkûm edildik. Kiracı mukavelesine en son gittim. Direndiğim için gitmek istemedim. ‘Senin aileni dışarı atarız’ dediler. Ailem yalvardığı için mecburen gidip imzaladım. Benim meskenimi yıktılar burada beni kiracı yaptılar”diye konuştu. Gecekondulardaki insanların ekseriyetle Alevi ve Kürt olduğunu, hizmet alamadıklarını da söyleyen Duman, AKP’li bir komşusunun “Ben senelerca sana hizmet ettim sen benim konutumu niye yıktın” sorusuna belediye liderinin gülerek “Sen de ortada kaynadın” söylemiş olduğini öne sürdü.
‘BETONA GÖMDÜLER’
Ailelere takviye olan Etraf Gönüllüsü Haydar Kaya, “Güncel sözle resmen buradaki fakir insanların malına çöktüler. Bu işi AİHM’ye taşıyacağız. Zira burada ağır derecede bir insan hakkı ihlali var” dedi. Abbas Karakaya ise “İstanbul’daki dereler yalnızca İSKİ’nin eline ve merhametine bırakılırsa 5-10 sen daha sonra hiç bir doğal dere kalmayacak. Motamot bugün Marmara’nın durumuna uyanacağız. Marmara nasıl bugün ölmüşse, çöplüğe dönmüşse… Burası kendi halinde akan bir dereydi, doğal hoşluğu vardı. Lakin betona gömdüler” diye konuştu.