Geçtiğimiz ay bir otelde konser vermek için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 21 kişilik orkestrasıyla giden “Diva” lakaplı Bülent Ersoy’un orkestrasının PCR testlerinin geçersiz olduğu ortaya çıktı.
Bülent Ersoy’un kendi yaptırdığı testle üç gün önce Kıbrıs’a giriş yaptığı öğrenildi. Orkestra takımının testlerini ise otel idaresinin ayarladığı tez edildi.
Testlerinin geçersiz çıkmasının akabinde 21 kişilik müzisyen takımı, yaklaşık 1 ay kadar otelde polis nezaretine alınmış ve Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarına başlanmıştı.
Yargılanmaları devam eden müzisyen takımı hakkında mahkeme, tutuklama sonucu aldı. Cezaevine gönderilen müzisyenler hatasız olduklarını ve yetkililerden yardım istedi.
“RAPORU VEREN HÜR, ALAN TUTUKLU”
Olayla ilgili açıklamalarda bulunan Müzisyenler ve Sanatkarlar Federasyonu Lideri Ahmet Onurlu, raporu veren hastane yetkilisi ve raporu imzalayan hekimin özgür olduğunu fakat raporun verildiği müzisyenlerin tutuklanmasının mantıklı olmadığını lisana getirerek, şunları söylemiş oldu; “Kıbrıs’a konser vermek için giden 21 müzisyenin eline tutuşturulan geçersiz PCR raporu düzenleyen KKTC vatandaşları ve otel yöneticileri özgür. Geçersiz dokümanları düzenleyen KKTC vatandaşı hastane yetkilisi, hekim ve hemşire özgür.”
“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan 21 müzisyen, 1 aydır nezaret altında tutulduktan daha sonra bugün verilen kararla tutuklu. Hatanın övülecek bir yanı olamaz lakin KKTC’deki adalet anlayışı ve ayrımcılık hepimizi endişelendiriyor.”
Ersoy, ıstırabını şu sözlerle lisana getirdi: “Ben yaptığım yardımları kimseye söylemedim. Çok vakittir ne kadar meşakkat yaşadım kim biliyor? Manen ve maddi olarak ne çektim kim biliyor? Grubumu elimden aldılar. Maddi kaybım var. Onun yeri dolar lakin manen ne yapacağız? O çocukların kaybını kim ödeyecek.”
“Kim o günlerini geri verecek. Kanunlar çerçevesinde boynumuz kıldan ince fakat çocuklar da bu işlerin sahtekârlığını nereden bilsin?”
“Arkadaşlarımın haklarını sonuna kadar savundum ve elimden gelen her şeyi yaptım. O çocukları kelepçeli gördüm ya, servetimi ortaya dökeceğim ve bu işin sonuna kadar gideceğim. Otele dava açıyorum. Maddi-manevi ne gerekiyorsa yapacağım. Ben lakin maddi olarak imkanlarımı kullandım. Manevi olarak hepsinin yanında oldum. Daha ne yapayım? Kendimi yakmamı mı istiyorlar? Günah keçisi ben miyim? “
“Hapisten kimseyi almak elimden gelmedi ne yazık ki. 70 yaşında bayanım, hüzünden tansiyonum çıktı. Avukatıma gidiyorum, ne gerekiyorsa yapacağım.”
Bülent Ersoy’un kendi yaptırdığı testle üç gün önce Kıbrıs’a giriş yaptığı öğrenildi. Orkestra takımının testlerini ise otel idaresinin ayarladığı tez edildi.
Testlerinin geçersiz çıkmasının akabinde 21 kişilik müzisyen takımı, yaklaşık 1 ay kadar otelde polis nezaretine alınmış ve Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarına başlanmıştı.
Yargılanmaları devam eden müzisyen takımı hakkında mahkeme, tutuklama sonucu aldı. Cezaevine gönderilen müzisyenler hatasız olduklarını ve yetkililerden yardım istedi.
“RAPORU VEREN HÜR, ALAN TUTUKLU”
Olayla ilgili açıklamalarda bulunan Müzisyenler ve Sanatkarlar Federasyonu Lideri Ahmet Onurlu, raporu veren hastane yetkilisi ve raporu imzalayan hekimin özgür olduğunu fakat raporun verildiği müzisyenlerin tutuklanmasının mantıklı olmadığını lisana getirerek, şunları söylemiş oldu; “Kıbrıs’a konser vermek için giden 21 müzisyenin eline tutuşturulan geçersiz PCR raporu düzenleyen KKTC vatandaşları ve otel yöneticileri özgür. Geçersiz dokümanları düzenleyen KKTC vatandaşı hastane yetkilisi, hekim ve hemşire özgür.”
“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan 21 müzisyen, 1 aydır nezaret altında tutulduktan daha sonra bugün verilen kararla tutuklu. Hatanın övülecek bir yanı olamaz lakin KKTC’deki adalet anlayışı ve ayrımcılık hepimizi endişelendiriyor.”
Ersoy, ıstırabını şu sözlerle lisana getirdi: “Ben yaptığım yardımları kimseye söylemedim. Çok vakittir ne kadar meşakkat yaşadım kim biliyor? Manen ve maddi olarak ne çektim kim biliyor? Grubumu elimden aldılar. Maddi kaybım var. Onun yeri dolar lakin manen ne yapacağız? O çocukların kaybını kim ödeyecek.”
“Kim o günlerini geri verecek. Kanunlar çerçevesinde boynumuz kıldan ince fakat çocuklar da bu işlerin sahtekârlığını nereden bilsin?”
“Arkadaşlarımın haklarını sonuna kadar savundum ve elimden gelen her şeyi yaptım. O çocukları kelepçeli gördüm ya, servetimi ortaya dökeceğim ve bu işin sonuna kadar gideceğim. Otele dava açıyorum. Maddi-manevi ne gerekiyorsa yapacağım. Ben lakin maddi olarak imkanlarımı kullandım. Manevi olarak hepsinin yanında oldum. Daha ne yapayım? Kendimi yakmamı mı istiyorlar? Günah keçisi ben miyim? “
“Hapisten kimseyi almak elimden gelmedi ne yazık ki. 70 yaşında bayanım, hüzünden tansiyonum çıktı. Avukatıma gidiyorum, ne gerekiyorsa yapacağım.”