Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerinde semtin tarihine yakından tanıklık eden dükkanlar bir bir kapanıyor.
Bu yıl dükkanında çıkartılan meşhur Denizler Kitabevi’nin akabinde Burç Lebon Pastanesi de kepenk kapatıyor.
VEDA EDİYOR
1985 yılında İnci Pastanesi’nin eski ustalarından Şakir Ekinci ve akrabası Abdurrahman Cengiz bir arada İstiklal Caddesi’nde Tünel’in sonuna buldukları bir dükkanda pastane açmaya karar verir. Burç Pastanesi ismini verdikleri dükkana bir de İstanbul’un birinci pastanesi olan Lebon’un da ismini eklerler.
36 yıldır İstanbul’a hizmet veren ve kentin pastane külçeşidini temsil eden Burç Lebon Pastanesi, kiracısı olduğu Karagözyan Vakfı’nın kira kontratını yenilememesi niçiniyle 31 Aralık’ta son kere hizmet verdikten daha sonra kapanacak.
Independent Türkçe’den Melike Çapan’ın haberine göre, pandemi süreci boyunca devlet dayanağından de faydalanamayan tarihi pastane, etrafındaki büyük markalara karşı da ayakta duramıyor.
31 Aralık’ta son kere hizmet verecek pastane, o güne kadar üretim yapmaya ve müdavimleriyle bir ortaya gelmeye devam edecek, lakin inen kepenkler 1 Ocak’ta bir daha açılmayacak.
“TARİHİ TATLAR BİZİMLE YOK OLACAK”
Pastenede 32 yıldır çalışan Güney Kahraman, kira kontratının yenilenmemesi ve devletten takviye alamamanın süreci bir çıkmaza soktuğunu söylemiş oldu.
Kahraman “Pandemi vaktinde devlet dayanak veriyoruz dedi lakin bundan her pastane yararlanamadı. İmalat yapanlar bu takviyenin haricinde tutuldu” dedi.
Kahraman, 32 yıldır hizmet verdiği pastanenin kapanmasının epey üzdüğünü söylemiş oldu. Kahraman, yalnızca kendilerinin değil, müşterilerinin de bu durumdan fazlaca rahatsız olduğunu lisana getirdi.
Pandemi niçiniyle hafta sonu yasaklarıyla birlikte kapandıklarını hatırlatan Kahraman, o günden daha sonra pazarları kapattıklarını tabir etti.
Kahraman, müşterilerinin pazar günü dükkânı kapalı görmek istemezken artık büsbütün kepenk indirmenin hem onları hem müşterileri yaraladığını söylüyor:
“Almanların meşhur Noel keki Christstollen, Rusların Paskalya keki Kuliç, sakızlı paskalya çöreği bu tatlar bizimle bir arada tarihe karışacak ne yazık ki…”
Bu yıl dükkanında çıkartılan meşhur Denizler Kitabevi’nin akabinde Burç Lebon Pastanesi de kepenk kapatıyor.
VEDA EDİYOR
1985 yılında İnci Pastanesi’nin eski ustalarından Şakir Ekinci ve akrabası Abdurrahman Cengiz bir arada İstiklal Caddesi’nde Tünel’in sonuna buldukları bir dükkanda pastane açmaya karar verir. Burç Pastanesi ismini verdikleri dükkana bir de İstanbul’un birinci pastanesi olan Lebon’un da ismini eklerler.
36 yıldır İstanbul’a hizmet veren ve kentin pastane külçeşidini temsil eden Burç Lebon Pastanesi, kiracısı olduğu Karagözyan Vakfı’nın kira kontratını yenilememesi niçiniyle 31 Aralık’ta son kere hizmet verdikten daha sonra kapanacak.
Independent Türkçe’den Melike Çapan’ın haberine göre, pandemi süreci boyunca devlet dayanağından de faydalanamayan tarihi pastane, etrafındaki büyük markalara karşı da ayakta duramıyor.
31 Aralık’ta son kere hizmet verecek pastane, o güne kadar üretim yapmaya ve müdavimleriyle bir ortaya gelmeye devam edecek, lakin inen kepenkler 1 Ocak’ta bir daha açılmayacak.
“TARİHİ TATLAR BİZİMLE YOK OLACAK”
Pastenede 32 yıldır çalışan Güney Kahraman, kira kontratının yenilenmemesi ve devletten takviye alamamanın süreci bir çıkmaza soktuğunu söylemiş oldu.
Kahraman “Pandemi vaktinde devlet dayanak veriyoruz dedi lakin bundan her pastane yararlanamadı. İmalat yapanlar bu takviyenin haricinde tutuldu” dedi.
Kahraman, 32 yıldır hizmet verdiği pastanenin kapanmasının epey üzdüğünü söylemiş oldu. Kahraman, yalnızca kendilerinin değil, müşterilerinin de bu durumdan fazlaca rahatsız olduğunu lisana getirdi.
Pandemi niçiniyle hafta sonu yasaklarıyla birlikte kapandıklarını hatırlatan Kahraman, o günden daha sonra pazarları kapattıklarını tabir etti.
Kahraman, müşterilerinin pazar günü dükkânı kapalı görmek istemezken artık büsbütün kepenk indirmenin hem onları hem müşterileri yaraladığını söylüyor:
“Almanların meşhur Noel keki Christstollen, Rusların Paskalya keki Kuliç, sakızlı paskalya çöreği bu tatlar bizimle bir arada tarihe karışacak ne yazık ki…”