Üçüncü çeyrek büyüme sayılarını kıymetlendiren Ankara Sanayi Odası (ASO) Lideri Nurettin Özdebir, büyümenin yüzde 7,4 ile beklentilere yakın gerçekleştiğini söylemiş oldu.
Büyümenin ögelerine bakıldığında dış talep ve kamu harcanmasına dayalı büyüme performansının ön plana çıktığını anlatan Özdebir, ihracatın büyümeye net katkısı artarken, ithalatın azalmasının dış talebe dayalı bir büyüme performansı ortaya koyduğunu söz etti. Özdebir, net dış talep katkısının cari açığa olumlu katkısının gelecek devirde daha net görüleceğini vurguladı.
Sanayi üretiminin, yılın üçüncü çeyreğinde ortalama yüzde 10 artışla büyümenin kıymetli bir lokomotifi olmaya devam ettiğine dikkati çeken Özdebir, şunları kaydetti: “Yüksek maliyet ve likiditeye ulaşma imkanının zorlaştığı bir periyoda karşın sanayi bölümü ekonomimizin yüz akı olmuş ve büyümeye değerli katkı sağlamaya devam etmektedir. Öbür taraftan sabit sermaye yatırımlarındaki yüzde 2,4’lük düşüş gelecek devirde büyümede yavaşlamaya işaret ediyor. Son 5 çeyrektir büyümemize karşın bence değerli noktalardan biri büyümenin topluma yeteri kadar yansımamasıdır. Yılı çift haneli bir büyüme ile bitireceğiz ancak büyümenin topluma yansıması daha kıymetli. Sağlıklı büyüme; üretim odaklı, yüksek katma kıymet yaratan ve ithalata bağımlı olmayan bir üretim modeli ile gerçekleşir. Sürdürülebilir bir enflasyon ve faiz seviyesinde Türkiye iktisadına olan inancın tesis edilmesi; potansiyele yakın büyümeye ulaşmada katkı sağlayacaktır.”
Okumaya devam et...
Büyümenin ögelerine bakıldığında dış talep ve kamu harcanmasına dayalı büyüme performansının ön plana çıktığını anlatan Özdebir, ihracatın büyümeye net katkısı artarken, ithalatın azalmasının dış talebe dayalı bir büyüme performansı ortaya koyduğunu söz etti. Özdebir, net dış talep katkısının cari açığa olumlu katkısının gelecek devirde daha net görüleceğini vurguladı.
Sanayi üretiminin, yılın üçüncü çeyreğinde ortalama yüzde 10 artışla büyümenin kıymetli bir lokomotifi olmaya devam ettiğine dikkati çeken Özdebir, şunları kaydetti: “Yüksek maliyet ve likiditeye ulaşma imkanının zorlaştığı bir periyoda karşın sanayi bölümü ekonomimizin yüz akı olmuş ve büyümeye değerli katkı sağlamaya devam etmektedir. Öbür taraftan sabit sermaye yatırımlarındaki yüzde 2,4’lük düşüş gelecek devirde büyümede yavaşlamaya işaret ediyor. Son 5 çeyrektir büyümemize karşın bence değerli noktalardan biri büyümenin topluma yeteri kadar yansımamasıdır. Yılı çift haneli bir büyüme ile bitireceğiz ancak büyümenin topluma yansıması daha kıymetli. Sağlıklı büyüme; üretim odaklı, yüksek katma kıymet yaratan ve ithalata bağımlı olmayan bir üretim modeli ile gerçekleşir. Sürdürülebilir bir enflasyon ve faiz seviyesinde Türkiye iktisadına olan inancın tesis edilmesi; potansiyele yakın büyümeye ulaşmada katkı sağlayacaktır.”
Okumaya devam et...