Işıkçılar cemaatinin yayın organı Türkiye Gazetesi’nde AKP iktidarını eleştiren yazılar yer aldı. Türkiye Gazetesi’nde daha evvel hükümeti eleştiren yazılar yayımlandıktan daha sonra gazetenin işvereni ABD vatandaşı olan Mücahit Ören, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu almış, görüşmenin akabinde tenkitler kesilmişti.
İKTİSAT ELEŞTİRİSİ
Türkiye Gazetesi müellifi Fatih Selek, “Vatandaşın gündemi…” başlıklı yazısında ülkedeki ekonomik gidişat yüzünden vatandaşın zahmet yaşadığını kaydetti.
Selek, yazısında şu sözleri kullandı:
“Geçen haftalarda Anadolu yollarındaydım. Ege, Akdeniz, İç Anadolu’da türlü kentlerimize gittim. Sokakları gözlemledim. Beşerlerle konuştum. Şunu söyleyebilirim ki;
-Sosyal medya her şey değil. Ülkeyi elindeki telefonda paylaşılanlardan ibaret goren insanların anladığı üzere Türkiye yok. Diğer bir hayat var.
-Vatandaşın en kıymetli gündemi artan pahalılık. Özellikle fiyatlı kesim hayli kaygılı. Orta direk gün geçtikçe eriyor.
-Fiyatlar uçmuş. Pandemi ayarı kaçırmış. Her yerde arazi fiyatları geçen seneye nazaran en az ikiye katlamış.
-Köylü köyden, topraktan kaçmanın kederinde. Kentli ise toprak peşinde. Biroldukca yerde yol güzergâhları tarlalar içine kondurulmuş prefabrik konutlarla dolu.
-Köylünün köy ekmeğini para ile aldığına birinci kere şahit oldum. Afganlar olmasa çoban yok, meralarımız, dağlarımız boş kalacak.
-Geçen yıl 148 lira olan gübre bu sene 330 TL’yi bulmuş. “50 kilo buğday 150, 50 kilo gübre 330…” diyen oldu. Hükümet hububat fiyatlarını 2,25 lira olarak açıklamış, çiftçi sevinmişti. Fiyat biraz daha arttı. Gübre fiyatı hepsini almış götürmüş.
-Şehirlerimiz acayip süratli gelişiyor, yollarımız harika.
-Otoyollarda gurbetçi otomobillerinin, alışveriş merkezlerinde gurbetçilerin yoğunluğu dikkat çekti. Bir avro on Türk lirasına eşit olunca parasız bulmuş üzere alışveriş yapıyorlardı.”
KÜÇÜK: 43 YAŞINDAYIM, BU TÜRLÜ VURDUMDUYMAZ BİR DEVİR HATIRLAMIYORUM
Türkiye Gazetesi muharriri Cem Küçük, ise “Hissizleşme periyodu” başlıklı yazısında, toplumda yaşanan değişime işaret etti ve ümitsizliğin arttığını söylemiş oldu.
Küçük, yazısında şu sözleri kullandı:
“Türkiye garip bir periyoda girdi. Aslında pandemiyle dünya tuhaflaştı. Dünyanın her yerinde tuhaf hâller var. Pandemi insanların psikolojisini önemli halde etkiledi.
İnsanların memnunluk algısı önemli halde değişti. Avrupa’da, Amerika’da, Asya’da beşerler umutsuzlaşıyor. Pandemi öncesi ruh hâli kimsede yok. Trump gidip Biden gelince her şeyin güllük gülistanlık olduğunu sananlar önemli biçimde yanıldılar. Biden hem Amerika’nın problemlerine deva olmuyor birebir vakitte dış siyasette duvara çarptı.
Türkiye ise siyaseten ve toplumsal manada yalpalıyor. Hissizleşme devrini yaşıyoruz. Hislerin öldüğü bir devir. Ülke gündemi o denli bir hâl aldı ki, “ortalık karışacak, vaziyet alın” diyeceğiniz haber bir gün daha sonra unutuluyor…
Annesi, babası ölen beşerler üç gün daha sonra hiç bir şey olmamış üzere hayatlarına devam ediyorlar. Arkadaşlık, dostluk kavramlarının içi boşaldı. En güvendiği arkadaşlarıyla bile beşerler görüşmez oldu.
Hani elin sobaya bedel reaksiyon verirsin ya, hissizleşme devrinde bu yok. İki mahallede de öteki tarafa duyarsızlar. “Bunu sen mi söylüyorsun” diyenler oluyor. Ben en azından 3-4 yıldır kendi içimde bu hususları tartışıyorum. Siz de tartışın isterim. Daima haklı olamazsın. bu biçimde bir dünya yok.
Kimse kimseyi dinlemiyor. En gündemi sarsacak söylemiş olduğiniz sıkıntı üç gün daha sonra unutuluyor. Türkiye hissizleşmenin tabanına vurdu. 43 yaşındayım, bu biçimde vurdumduymaz bir periyot hatırlamıyorum. Pekala geçer mi? Geçer lakin nasıl olacak onu ben de bilmiyorum…
Yorgunluk, bıkkınlık, melankolik hâl var insanlarda. Yalnızca muhalifler Erdoğan’ı yenebiliriz havasıyla biraz umutlular. Her şeyin birkaç sene daha sonra değişeceğini düşünüyorlar. Kaybetme ihtimalini hiç hesaba katmıyorlar.
Hepimizin bir silkelenmeye gereksinimi var. Olağan öz tenkide de. Hissizleşmek makus bir şey. Reaksiyon vermek her açıdan daha uygun.”
İKTİSAT ELEŞTİRİSİ
Türkiye Gazetesi müellifi Fatih Selek, “Vatandaşın gündemi…” başlıklı yazısında ülkedeki ekonomik gidişat yüzünden vatandaşın zahmet yaşadığını kaydetti.
Selek, yazısında şu sözleri kullandı:
“Geçen haftalarda Anadolu yollarındaydım. Ege, Akdeniz, İç Anadolu’da türlü kentlerimize gittim. Sokakları gözlemledim. Beşerlerle konuştum. Şunu söyleyebilirim ki;
-Sosyal medya her şey değil. Ülkeyi elindeki telefonda paylaşılanlardan ibaret goren insanların anladığı üzere Türkiye yok. Diğer bir hayat var.
-Vatandaşın en kıymetli gündemi artan pahalılık. Özellikle fiyatlı kesim hayli kaygılı. Orta direk gün geçtikçe eriyor.
-Fiyatlar uçmuş. Pandemi ayarı kaçırmış. Her yerde arazi fiyatları geçen seneye nazaran en az ikiye katlamış.
-Köylü köyden, topraktan kaçmanın kederinde. Kentli ise toprak peşinde. Biroldukca yerde yol güzergâhları tarlalar içine kondurulmuş prefabrik konutlarla dolu.
-Köylünün köy ekmeğini para ile aldığına birinci kere şahit oldum. Afganlar olmasa çoban yok, meralarımız, dağlarımız boş kalacak.
-Geçen yıl 148 lira olan gübre bu sene 330 TL’yi bulmuş. “50 kilo buğday 150, 50 kilo gübre 330…” diyen oldu. Hükümet hububat fiyatlarını 2,25 lira olarak açıklamış, çiftçi sevinmişti. Fiyat biraz daha arttı. Gübre fiyatı hepsini almış götürmüş.
-Şehirlerimiz acayip süratli gelişiyor, yollarımız harika.
-Otoyollarda gurbetçi otomobillerinin, alışveriş merkezlerinde gurbetçilerin yoğunluğu dikkat çekti. Bir avro on Türk lirasına eşit olunca parasız bulmuş üzere alışveriş yapıyorlardı.”
KÜÇÜK: 43 YAŞINDAYIM, BU TÜRLÜ VURDUMDUYMAZ BİR DEVİR HATIRLAMIYORUM
Türkiye Gazetesi muharriri Cem Küçük, ise “Hissizleşme periyodu” başlıklı yazısında, toplumda yaşanan değişime işaret etti ve ümitsizliğin arttığını söylemiş oldu.
Küçük, yazısında şu sözleri kullandı:
“Türkiye garip bir periyoda girdi. Aslında pandemiyle dünya tuhaflaştı. Dünyanın her yerinde tuhaf hâller var. Pandemi insanların psikolojisini önemli halde etkiledi.
İnsanların memnunluk algısı önemli halde değişti. Avrupa’da, Amerika’da, Asya’da beşerler umutsuzlaşıyor. Pandemi öncesi ruh hâli kimsede yok. Trump gidip Biden gelince her şeyin güllük gülistanlık olduğunu sananlar önemli biçimde yanıldılar. Biden hem Amerika’nın problemlerine deva olmuyor birebir vakitte dış siyasette duvara çarptı.
Türkiye ise siyaseten ve toplumsal manada yalpalıyor. Hissizleşme devrini yaşıyoruz. Hislerin öldüğü bir devir. Ülke gündemi o denli bir hâl aldı ki, “ortalık karışacak, vaziyet alın” diyeceğiniz haber bir gün daha sonra unutuluyor…
Annesi, babası ölen beşerler üç gün daha sonra hiç bir şey olmamış üzere hayatlarına devam ediyorlar. Arkadaşlık, dostluk kavramlarının içi boşaldı. En güvendiği arkadaşlarıyla bile beşerler görüşmez oldu.
Hani elin sobaya bedel reaksiyon verirsin ya, hissizleşme devrinde bu yok. İki mahallede de öteki tarafa duyarsızlar. “Bunu sen mi söylüyorsun” diyenler oluyor. Ben en azından 3-4 yıldır kendi içimde bu hususları tartışıyorum. Siz de tartışın isterim. Daima haklı olamazsın. bu biçimde bir dünya yok.
Kimse kimseyi dinlemiyor. En gündemi sarsacak söylemiş olduğiniz sıkıntı üç gün daha sonra unutuluyor. Türkiye hissizleşmenin tabanına vurdu. 43 yaşındayım, bu biçimde vurdumduymaz bir periyot hatırlamıyorum. Pekala geçer mi? Geçer lakin nasıl olacak onu ben de bilmiyorum…
Yorgunluk, bıkkınlık, melankolik hâl var insanlarda. Yalnızca muhalifler Erdoğan’ı yenebiliriz havasıyla biraz umutlular. Her şeyin birkaç sene daha sonra değişeceğini düşünüyorlar. Kaybetme ihtimalini hiç hesaba katmıyorlar.
Hepimizin bir silkelenmeye gereksinimi var. Olağan öz tenkide de. Hissizleşmek makus bir şey. Reaksiyon vermek her açıdan daha uygun.”