erkan_623
New member
Elazığ’da yaşayan iki çocuk babası Serdar Takuçin’in (49), üç sene evvel vilayet dışına çıktığı bir seyahat sırasında gördüğü su kabağından eserler dikkatini çekti. Bu sanatı öğrenmek için eğitimler alarak su kabağından eserler çıkarmaya başlayan Takuçin, vakit içinde dekoratif lamba, abajur ve süs eşyası üzere eserler yapmaya başladı. İşinde ustalaşan ve Elazığ Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak bakılırsav yapan Takuçin, öğrenci yetiştirmeye devam ediyor. Hobisini geliştirerek meslek haline getiren Takuçin, su kabaklarından ürettiği sanat yapıtlarını Türkiye’nin 81 vilayetine gönderiyor.
3 YIL EVVEL SEYAHAT SIRASINDA BAŞLADI
Su kabaklarının biroldukca kademeden geçerek eser haline geldiğini belirten Serdar Takuçin, “Üç yıl evvel bir seyahat sırasında elime geçen bir kabakla başladım bu işe. daha sonra ise sanatsal olarak uğraşmak için kent haricinde bunu yapan ustalardan eğitimini almak için gittim öğrendikten daha sonra memleketime geldim. Gerek etrafımdan su kabağı ekenler gerekse diğer yerlerden temin ederek uygun formülleri alıyorum. Su kabakları kentimizde ve ülkemizin biroldukça kentinde aslında yalnızca bahçe süsü olarak kullanılıyor. Son senelerda özelikle deniz kenarında olan kentlerde sanatsal eserlere dönüştürülmeye başlandı. Su kabakları doğal bir gereç yani yanılgıyı kaldırabilen bir malzeme” dedi.
ATIL DURUMDAKİ MATERYALLERİ PAHALANDIRIYOR
Atıl durumdaki gereçleri kıymetlendirmek için bu işi öğrendiğini vurgulayan Takuçin, “Bunların üzerine dini, kentlerin yahut ülkemizin manevi ve maddi ile istenen motiflerinin formüllerini işliyoruz. Su kabaklarından evvelde yalnızca düz lamba yapıyordum masa lambası usulünde. sonrasındasında uzun uzunluklu lambader yapmaya başladık. Hali uygunsa hayvan motifleri işledim. Üstüne yapacağımız sürece nazaran kabağın büyüklüğü değil de kabağın üstüne harcayacağımız emeğe bakılırsa iki gün on beş gün içinde bitiriliyor. Bittikten daha sonra boyama ve boncukluma sürecini yapıyoruz son kademede ise uzun yıllar çürümeden yaşasın diye nemden etkilenmesin diye vernikliyoruz. Yaşadıkları kentlerin motiflerini işliyoruz Türkiye’nin biroldukca kentine gönderdik en son uzak gönderdiğimiz yer ise Kıbrıs’tır” diye konuştu.
KAYNAK: İHA
3 YIL EVVEL SEYAHAT SIRASINDA BAŞLADI
Su kabaklarının biroldukca kademeden geçerek eser haline geldiğini belirten Serdar Takuçin, “Üç yıl evvel bir seyahat sırasında elime geçen bir kabakla başladım bu işe. daha sonra ise sanatsal olarak uğraşmak için kent haricinde bunu yapan ustalardan eğitimini almak için gittim öğrendikten daha sonra memleketime geldim. Gerek etrafımdan su kabağı ekenler gerekse diğer yerlerden temin ederek uygun formülleri alıyorum. Su kabakları kentimizde ve ülkemizin biroldukça kentinde aslında yalnızca bahçe süsü olarak kullanılıyor. Son senelerda özelikle deniz kenarında olan kentlerde sanatsal eserlere dönüştürülmeye başlandı. Su kabakları doğal bir gereç yani yanılgıyı kaldırabilen bir malzeme” dedi.
ATIL DURUMDAKİ MATERYALLERİ PAHALANDIRIYOR
Atıl durumdaki gereçleri kıymetlendirmek için bu işi öğrendiğini vurgulayan Takuçin, “Bunların üzerine dini, kentlerin yahut ülkemizin manevi ve maddi ile istenen motiflerinin formüllerini işliyoruz. Su kabaklarından evvelde yalnızca düz lamba yapıyordum masa lambası usulünde. sonrasındasında uzun uzunluklu lambader yapmaya başladık. Hali uygunsa hayvan motifleri işledim. Üstüne yapacağımız sürece nazaran kabağın büyüklüğü değil de kabağın üstüne harcayacağımız emeğe bakılırsa iki gün on beş gün içinde bitiriliyor. Bittikten daha sonra boyama ve boncukluma sürecini yapıyoruz son kademede ise uzun yıllar çürümeden yaşasın diye nemden etkilenmesin diye vernikliyoruz. Yaşadıkları kentlerin motiflerini işliyoruz Türkiye’nin biroldukca kentine gönderdik en son uzak gönderdiğimiz yer ise Kıbrıs’tır” diye konuştu.
KAYNAK: İHA